Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/15569 E. 2015/8339 K. 12.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15569
KARAR NO : 2015/8339
KARAR TARİHİ : 12.05.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 9. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2014
NUMARASI : 2012/516-2014/675

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının 25.08.2005 tarihinde evlendiklerini, davalı ve ailesinin davacıyı istemediklerini, davacının evden eşyalarını almasına müsaade etmeden davacıyı eniştesinin yanına bıraktıklarını, düğünden 3 ay sonra takıların davacıdan alındığını, iade edilmediğini belirterek, 68 çeyrek altın, 5 Cumhuriyet, 10 bilezik ve set’in aynen, olmadığında 34.048 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; bilezikler ve setin davacı tarafından giderken götürüldüğünü, diğer altınların düğünden sonra satıldığını ve davalının borçlarının ödendiğini, erkek tarafın taktıklarının istenemeyeceğini, düğünde davacıya set, 10 bilezik, 2 yarım altın, 40 çeyrek altın, yüzük ve saat takıldığını beyan etmiştir.
Mahkemece; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından; tarafların 25.08.2005 tarihinde evlendikleri, davalı tarafından açılan boşanma davasının kadına hakaret ve şiddet uygulaması ve ailesi ile yaşamaya zorlaması nedeniyle kusurlu bulunduğundan reddine karar verildiği, hükmün 13.09.2007 tarihinde kesinleştiği, davacının halen ayrı yaşadığı anlaşılmaktadır.
Davada, davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen, olmadığında bedeli talep edilmektedir.
Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların bir kısmının evliliğin devamı sırasında davalı koca tarafından alınarak bozdurulduğu davalının kabulündedir.
./..
Ancak, kural olarak ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların, iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçları için harcandığı davalı tarafça kanıtlandığı takdirde koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Davada, davalı davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığını ispatlayamadığından bu ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, diğer ziynet eşyaları yönünden ise, davacı tarafın tanık beyanlarına göre, 68 adet çeyrek altın, 5 Cumhuriyet, 10 bilezik ve set’in düğünden sonra davalının annesi tarafından davacının elinden alındığını, bir daha verilmediği, davacıyı üzerindeki kıyafeti ile babasının evine bıraktıklarını ifade etmelerine rağmen, davalı tarafın tanık beyanlarına göre, hediyelik bilezikler ve çeyrek altınların davalı tarafından bozdurulduğunu, geri kalan 5 bilezik ve set’in davacı kadının üzerinde götürdüğünü belirtmişlerdir.
Bu durumda, mahkemece; davalı tarafından bozdurulup, harcanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne, diğer ziynet eşyaları yönünden ise, taraf tanıklarının beyanlarındaki çelişkinin giderilerek, altınların miktarı ve hangi tarafta kaldığı konusunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.