Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/15536 E. 2015/12018 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15536
KARAR NO : 2015/12018
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2012/704-2014/364

Taraflar arasındaki iştirak ve yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile tarafların evli olduğunu, ayrı yaşadıklarını ileri sürerek ortak çocuk Ezgi ve reşit ortak çocuk davacı Beril için 1.000.00.- er TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çocuklar için 750.00.- şer TL iştirak nafakasına karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemiz tarafından ” Mahkemece, taraf ve tanık beyanları, taraflara ait sosyal ve ekonomik durumlara ilişkin belgeler dikkate alınarak hüküm kurulmuş ise de bu konuda yaptırılan araştırma hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir. Zira yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davalının SSK’dan emekli olup sadece aylık 740,00 TL gelirinin olduğu belirtilmiş ise de mahkemece dinlenen tanıklar davalının ithalat-ihracat ile uğraştığını, maddi durumunun oldukça iyi olduğunu beyan etmişler böylece tanık beyanları ile ekonomik ve sosyal duruma ilişkin zabıta araştırması arasında çelişki meydana gelmiştir.Öte yandan celbedilen tapu kayıtlarından davalının hissesinin bulunduğu taşınmazının olduğu anlaşılmasına rağmen bu yerlerden kira geliri elde edip etmediği de yeterince araştırılmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak tam ve sağlıklı olarak araştırıp saptadıktan sonra, davacı tarafın geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun nafakaya hükmetmek olmalıdır.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş, tarafların ekonomik sosyal durumları ayrıntılı olarak araştırılmış ve davanın kısmen kabulüne, Ezgi için 600.00.- TL iştirak nafakasına, Beril için işe girdiği 22/11/2012 tarihine kadar 800.00.- TL nafakaya karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
“Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde,Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. ( Aleyhe bozma yasağı ).Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde,Yargıtay’ ın (temyiz eden tarafın lehine olarak ) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan ) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez.Buna da “aleyhe hüküm verme yasağı ” denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın , önceki (bozulan ) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi ,usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir.” (Prof.Dr.Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737 )
Somut olayda ,mahkemenin ilk kararında ortak çocuklar için 750.00.- şer TL nafakaya hükmedilmiş,anılan bu karar sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve ekonomik sosyal durumların yeterli araştırılmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.Bozmaya uyularak ve bozma gerekleri yerine getirildikten sonra bu defa davacı Beril için takdir edilen nafaka yönünden ilk kararda hükmedilen miktardan fazlaya hüküm verilmiştir.Oysa önceki karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan o kararda hükmedilen miktar davalı yararına kazanılmış bir hak oluşturmuştur.O halde mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek ( davacı Beril için takdir edilen nafaka yönünden ) ilk karardaki miktardan fazlaya hükmetmiş olması yasaya aykırıdır .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.