Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/15322 E. 2015/10828 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15322
KARAR NO : 2015/10828
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2012/2143-2013/2129

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı taraftan cep telefonu satın aldığını, yetkili servis marifetiyle yapılan incelemede cihazın arızalı olduğu tespit edilerek değişim kararı verildiğini, ancak davalı tarafın aradan uzun bir süre geçmesine rağmen ayıplı olan cep telefonunu yenisi ile değiştirmediğini ileri sürerek, cep telefonu için ödenen bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre; davacının 28/05/2013 tarihli duruşma gününü bildiği halde davasını takip etmediği gibi mazeret de bildirmediğinden dosyanın işlemden kaldırıldığı, aradan geçen yasal 3 aylık süre içerisinde de davanın yenilemediği gerekçesiyle; davanın HMK’un 150, 320/4 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir,
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK.’nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)

Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü gereğidir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünde açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Somut olayda, davacı vekiline, duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, davacı vekiline duruşma gününü bildirir usulüne uygun davetiye tebliğ edilmeden, taraf teşkili sağlanmadan, varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanmadan, yersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.