Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/14637 E. 2015/12009 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14637
KARAR NO : 2015/12009
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ : ANTALYA 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2014
NUMARASI : 2013/87-2014/491

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davanın kabulüne; iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davalı vekili tarafından, 02/01/2012 tarihinde açılmış olan katkı payı ve mal paylaşımı davasının yargılaması sırasında; davacı vekili tarafından, 17/01/2012 tarihinde aylık 300.00.- TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi ile karşı dava açılmış ve mahkemece, 23/01/2013 tarihinde yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının ayrılarak, ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
Yoksulluk nafakasının kaldırılması davası ayrı esasa kaydedilerek yargılama sürer iken, karşı dava dilekçesini 2012 yılı ocak ayında tebliğ alan davalı, 21/02/2013 tarihinde karşı dava açarak, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine ve iştirak nafakasının aylık 250.00.- TL den 600.00.- TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; yoksulluk nafakasının 17/01/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına, karşı davaya karşı dava açılamayacağından iştirak nafakasının artırılması davasının reddine,ayrı dava açılabileceğine karar verilmiş; kararın gerekçesinde, karşı davanın yasal süreden sonra açıldığı da vurgulanmıştır. Hükmü, davalı-karşı davacı vekili süresinde temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Açılmış ve görülmekte olan bir (asıl ) davada davalının,aynı mahkemede ( ve aynı dosyada ) davacıya karşı açtığı davaya karşı dava ( karşılık dava ; mukabil dava ; davayı mütekabile ) denir.Karşı dava,asıl davada verilen cevap dilekçesi ile veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek sureti ile açılır. ( madde ; 133,1) Yani,yazılı yargılama usulüne göre görülen ( madde; 127,1/c.1) ve basit yargılama usulünün uygulandığı (madde;317,2/c.1)davalarda,kural olarak ,dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olan esasa cevap süresi içinde ,verilecek cevap dilekçesi ile veya bu süre içinde verilecek ayrı bir dilekçe ile karşı dava açılabilecektir.Cevap süresi uzamış ise (madde;127;317,2) karşı dava ,uzatılan süre içinde açılabilir.
Karşı dava ,esasa cevap süresi geçtikten sonra açılırsa,mahkeme,talep üzerine veya kendiliğinden davaların ayrılmasına ( madde;167 ) karar verir (madde;133,2 ).
Esasa cevap süresi içinde karşı dava açmamış olan davalı ,karşı dava açma hakkını kaybeder.Böyle bir durumda davalı,davasını, ayrı ( bağımsız,müstakil ) bir dava olarak (her zaman ) açabilir.Bu halde,davacının açtığı (ilk) dava ile davalının ayrıca açtığı ( ikinci ) dava arasında bağlantı varsa (madde;166,4), bu iki davanın birleştirilmesine karar verilebilir(madde;166,1,2).
Karşı dava,süresi içinde asıl davanın görülmekte (derdest) olduğu mahkemede açılır. Karşı dava, davalı (karşı davacı ) tarafından asıl davacıya (karşılık davalıya) yönelik olarak, asıl davanın davacısı, karşı davanın davalısı olarak gösterilerek açılır.
Yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda, karşı dava, cevap dilekçesi ile veya iki hafta olan cevap dilekçesini verme süresi (madde;127 ) içinde ayrı bir dilekçe ile açılır. (madde;133) Basit yargılama usulüne göre görülen davalarda da cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğundan ( madde;317,2) karşı dava, cevap dilekçesi ile veya bu süre içinde verilecek (başka ) bir dilekçe ile açılacaktır.
Açılan karşı davaya yönelik olarak ,karşı dava açılamaz(madde;132,3 ).
Karşı dava ,her ne kadar asıl davaya yönelik olarak aynı mahkemede açılıyorsa da, müstakil(ayrı) bir davadır.Bu nedenle karşı davalar, ayrı (bağımsız) davalar gibi harca tabidir; ( Harçlar Kanunu madde;6,I) harç yatırılmadan karşı dava açılmış sayılmaz ve karşı dava hükümleri uygulanmaz.(Prof.Dr.Baki Kuru, Prof.Dr.Ramazan Arslan,Prof.Dr.Ejder Yılmaz,Medeni Usul Hukuku,Ders Kitabı,6100 sayılı HMK’na göre yeniden yazılmış 22. Baskı,s;546 – 553 )
Somut olayda; davacının, karşı dava olarak açtığı yoksulluk nafasının kaldırılmasına ilişkin olan dava,asıl davadan ayrılarak ayrı esasa kaydedilmiş,yargılama bu şekilde sürer iken davalı iştirak nafakasının artırılması talebi ile karşı dava açmıştır. Dosyadaki belgelerden karşı davanın anılan süreden sonra açıldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 132/3. maddesinde, karşı davaya karşı dava açılamayacağı düzenlenmiş ise de; eldeki yoksulluk nafakasının kaldırılması davası asıl davadan ayrılarak yeni esasa kaydedilmiştir. Başka bir anlatımla, anılan dava karşı dava olma niteliğini kaybetmiştir,bu durumda asıl davaya dönüşen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasına karşı dava açılmasına yasal bir engel yoktur. Ayrıca, mahkemece iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin karşı davanın yasal süresinde açılmaması da red gerekçesi yapılmıştır. HMK’nın 133/2. maddesinde yeralan düzenlemeye göre, bu durumda, davanın; asıl davadan ayrılmasına ve yeni esasa kaydedilmesine karar verilmesi gerekir iken, davanın reddedilmesi de doğru bulunmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; iştirak nafakasının artırılmasına yönelik olan karşı davayı asıl dava olan yoksulluk nafakasının kaldırılması davasından ayırmak, yeni esasa kaydetmek, yargılamaya bu esas üzerinden devam etmek, taraf delillerinin değerlendirilmesi sonucu varılacak uygun sonuca göre bir karar vermekten ibarettir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.