YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14569
KARAR NO : 2015/8387
KARAR TARİHİ : 12.05.2015
MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2014
NUMARASI : 2013/434-2014/128
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali veya tenkisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; mirasbırakan D.. E..’a ait Bakırköy 2. Noterliği’nce düzenlenen 24/11/2010 tarih ve 40987 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetnamenin, ehliyetsizlik, irade fesadı ve şekil eksikliği nedenleri ile geçersiz olduğunu ileri sürerek iptalini, bunun mümkün olmaması halinde ise tenkisini talep etmiştir.
Davalılar, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyeti bulunduğunu, korkutma ve baskı sureti ile murisin iradesinin sakatlandığı yönündeki iddiaların gerçek olmadığını ve iptali talep edilen vasiyetnamenin şekil şartlarında bir eksiklik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davacı tarafça, dava konusu Beykoz 2. Noterliği’nin 24/11/2010 tarih ve 40987 yevmiye numaralı vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir delil sunulmadığı gibi aksini de ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın tümüyle reddine karar verilmiş, hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı taraf, vasiyetnamenin düzenlendiği tarih itibariyle murisin tasarruf ehliyeti bulunmaması nedeni ile vasiyetnamenin iptalini, bu taleplerinin reddedilmesi halinde ise vasiyetnamenin tenkisini talep etmiştir.
Bilindiği üzere, Türk yargı sisteminde hâkim kendiliğinden bir davayı inceleyip, uyuşmazlığı çözemez. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da, hâkim tarafların istekleri (taraflarca hazırlama ilkesi) ile bağlı tutulmuştur(HUMK m.72, 75, HMK. m. 24,25).
./..
Taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda deliller kural olarak taraflarca gösterilir; hâkim delillere kendiliğinden başvuramaz. Ancak, hâkim bilirkişi deliline kendiliğinden (resen) başvurabilir(HUMK. m.275, HMK. m. 266).
Bundan başka hâkim, davanın her safhasında, iki tarafın iddiaları sınırları dâhilinde olmak üzere, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında tarafları dinleyebilir ve gerekli delillerin gösterilmesini ve verilmesini emredebilir(HUMK. m. 75/3, HMK. m 31 – Prof. Dr. Baki Kuru; Hukuk Muhakemeleri Usulü, Baskı: İstanbul 2001, Cilt:2 Sf: 1922)
Davada, mirasbırakanın vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüştür. Fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Özellikle fiil ehliyetinin nisbi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kuruluşu olan Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Esasen TMK. nun 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Şu durumda, öncelikle ehliyetsizlik iddiası incelenerek, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, alınacak rapor sonucuna göre murisin işlem (vasiyetname düzenleme) tarihi itibariyle hukuki işlem (fiil) ehliyetine sahip olduğu tespit edilir ise davacının ehliyetsizlik iddiası kanıtlanamamış olacağından bu defa davacının tenkis talebi ile ilgili inceleme-değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi ve davacının vasiyetname iptali ve tenkis talepleri yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekecektir.
Mahkemece; davacının, ehliyetsizlik iddiası bakımından yukarıda açıklanan usullere göre inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile vasiyetnamenin iptal talebinin reddine karar verilmesi, buna karşın vasiyetnamenin iptali isteminin reddi ile birlikte vasiyetname geçerli kabul edilmesine rağmen davacının tenkis talebi ile ilgili olarak hiçbir inceleme-değerlendirme yapılmaması ve davacının iptal ve tenkis talepleri yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.