Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/13778 E. 2015/6221 K. 14.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13778
KARAR NO : 2015/6221
KARAR TARİHİ : 14.04.2015

MAHKEMESİ : SİLİFKE 1. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2012
NUMARASI : 2012/234-2012/323

Taraflar arasındaki Hakem Kurulu Kararına İtiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava; davalı elektrik abonesinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli ve diğer adlar altında alınan bedeller hakkında verilen Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının itiraz yolu ile iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu bedeller, miktar itibariyle karar tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinde ve HUMK. nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında bulunmakta ise de; kayıp-kaçak bedeli ve diğer adlar altında alınan bedellerin alınıp alınmaması hususunda verilen hükmün salt alınan bu bedele münhasır olmayıp, sonraki faturaların düzenleme biçimine de etkisi olacağı, bir başka deyişle kararın ard etkisinin bulunduğu ve bu yöndeki talebinde devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olduğu kuşkusuzdur.
Yine, kayıp-kaçak bedeli ve diğer adlar altında alınan bedeller uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren, toplu bir hak uyuşmazlığının bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu itibarla, kayıp-kaçak bedeli ve diğer adlar altında alınan bedellerin tahsilinin uygun olmadığı yönünde tespit istemini de içeren böyle bir davada verilen karar, konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin ileriye dönük uygulanıp uygulanmaması yönünde de sonuç doğuracağından, temyiz incelemesinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiğine; dolayısıyla bu davanın miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiştir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 13/05/2009 günlü ve 2009/13-122 E. 2009/189 K., 13/10/2010 günlü 2010/13-406 E. 2010/503 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir.
Bu nedenle kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelemesine geçildi:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle HGK. nun aynı konuya ilişkin 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.04.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.