YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13358
KARAR NO : 2015/9789
KARAR TARİHİ : 28.05.2015
MAHKEMESİ : EDİRNE AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2013/666-2014/46
Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 04.03.2009 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müşterek çocuğun ağır özürlü olduğunu, aradan geçen zamanda ödenmekte olan nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; nafakanın aylık 400,00 TL artırımla aylık 700,00 TL’ye yükseltilmesini ve hükmolunacak nafakanın her yıl tüfe oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; ödenmekte olan nafakanın yeterli olduğunu, nafakayı düzenli olarak ödediğini, arttırım istenen miktarın yüksek olduğunu savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ödenmekte olan aylık 300,00 TL nafakanın aylık 75,00 TL artırımla 375,00 TL’ye yükseltilmesine, takdir edilen nafakanın her yıl TEFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; boşanma ilamıyla birlikte hükmedilen iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
Somut olayda mahkemece; davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, delillerin toplandığı, toplanacak başka delil bulunmadığı, duruşma açılarak yargılama yapılmasını gerektirir bir hal olmadığı gerekçesiyle dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verilmiştir.
Bu bağlamda temyize konu öncelikli uyuşmazlık; taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu davanın esasına yönelik karar verilip verilemeyeceği hususunda toplanmaktadır.
./..
Savunma hakkı Anayasada güvence altına alınmış haklardandır. Buna göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. (1982 Anayasası m. 36)
Karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 27.maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının tarafların açıklamalarını dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır.
Bu bağlamda hakim, tarafları dinlemeden, açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için onları kanuna uygun biçimde duruşmaya davet etmeden karar veremez. (YHGK 2009/52 E., 2009/105 K.)
HMK’nın 297/1-c bendine göre mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalar ile bunlardan çıkarılan sonuçlar ve hukuki sebeplerin bulunması gerekir. Bunun için de tarafların duruşmaya davet edilip, dinlenmeleri gerekir.
Her ne kadar HMK’nın 320/1.maddesinde, taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar vereceği belirtilmiş ise de; bunun ancak ön inceleme aşamasında ve mümkün olan hallerde olduğu belirtilerek uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir.
HMK’nın 137. maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön incelemede dava şartlarının ve ilk itirazların inceleneceği, uyuşmazlık konularını tam olarak belirlenip, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemlerin yapılacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onların sulhe teşvik edileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez. Dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olan ön inceleme işlemleri, dava şartları ve ilk itirazlardır.
Dava şartları ve ilk itirazlarda eksiklik yoksa diğer ön inceleme işlemleri için duruşma açılmalıdır. Dava şartları ve ilk itirazlar dışında ön inceleme işlemlerinin duruşmalı olarak incelenmesi, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra gerekli görülmesi halinde tarafların tahkikat için duruşmaya davet edilerek davanın esasına yönelik karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde yazılı şekilde talebin esasına yönelik karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
./.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda belirtilen esaslar ışığında ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet etmek, ardından duruşmada HMK’nın 140. ve devamı maddelerini uygulamak olmalıdır.
Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.