YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13344
KARAR NO : 2015/6274
KARAR TARİHİ : 14.04.2015
MAHKEMESİ : KIRŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2013
NUMARASI : 2012/322-2013/716
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; kurumlarına bağlı .. Çocuk Yuvası Müdürlüğü’nde, her yıl yenilenen ve kurumlarınca yapılan hizmet alım sözleşmeleri ile özel şirketler aracılığıyla temizlik, danışma, aşçılık vb. hizmetler sağlandığını, davalının da 2010 yılı ocak ayından 25.06.2012 tarihine kadar ihale alan çeşitli yüklenici firmaların aşçı kadrosunda usta aşçılık belgesi (ustalık belgesi) ile .. Çocuk Yuvası’nda çalıştığını, davalıya usta aşçılık belgesine sahip olması sebebi ile 2010 yılı için asgari ücretin %15’i, 2011 ve 2012 yılları için ise asgari ücretin %30’u üzerinde ödeme yapıldığını, gelen ihbar üzerine yapılan soruşturma neticesinde davalının işe girerken sunduğu ustalık belgesinin sahte olduğunun tespit edildiği, böylece davalıya asgari ücretin üzerinde fazladan yapılan ödemelerin haksız olarak yapıldığını ve iade edilmesi gerektiğini belirterek; yersiz ödenen 3.849,77 TL ana alacak ve 353,05 TL faiz alacağının, ana paraya ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmek kaydıyla davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davalının Kırşehir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı .. Çocuk Yuvası İl Müdürlüğü’nde 01/01/2010 ve 25/06/2012 tarihleri arasında niteliğine uygun olarak yürüttüğü aşçılık görevine karşılık ödenen ücreti 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. Maddesi gereğince hak etmiş olduğu, ustalık belgesinin sahte olduğu gerekçesi ile ödenen ücretlerin geri istenilmesinin hak ve nesafet kurallarına uygun olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yersiz ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.
TBK. m.77/1’e göre zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80’de “aynen geri verme ilkesi”ne göre düzenlenmiştir.
Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir.
Dosya kapsamından; belirtilen davacı tarafça iddiasına konu fazla ödemenin dayanağı olarak ustalık belgesinin sahte olup olmadığının tespiti için Kırşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davalı adına düzenlenmiş olan ustalık belgesinin sahte olup olmadığının sorulduğu, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin 08.05.2012 tarih ve 2012/120 sayı numaralı cevap yazıları ile, E.. U..’a ait ilgili belgenin Lokantacılar Odası Başkanlığı’nca verilmediğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı adına düzenlenmiş ustalık belgesinin bu konuda yetkili olan merci tarafından verilmediği belirtildiğine göre, bilirkişiden, davalı ile benzer konumda çalışan ve fakat ustalık belgesine sahip olmayan “emsal” işçilere ödenen ücretten fazla ödeme yapılıp yapılmadığı ve fazla ödeme yapılmış ise bunun miktarı konusunda rapor alınarak; davalıya, sırf ustalık belgesine sahip olması sebebi ile yapılan ödemelerin tespit edilmesi halinde bu ödemelerin fazladan yapıldığı ve Türk Borçlar Hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri istenebileceği gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.