YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13176
KARAR NO : 2014/14090
KARAR TARİHİ : 21.10.2014
MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince Temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davalı vekilinin temyizi yönünden;
Hükmü temyiz eden davalı vekili, 22.09.2014 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiştir.Bu nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,Davacı vekilinin temyizi yönünden ise;Davacı taraf, hükmü 23.05.2014 tarihli dilekçesiyle katılma yoluyla temyiz etmiş olup, davacının katılma yoluyla temyizi davalı tarafın temyiz istemine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı vekilinin temyiz talebinden feragati nedeniyle, davacı vekilinin temyizi geçersiz hale geldiğinden; talebinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava; iştirak nafakasına hükmedilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı önce davalı sonra da katılma yoluyla davacı taraf temyiz etmiştir. Dosya temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmişse de, davalı taraf 22.09.2014 tarihinde temyiz isteminden feragat etmiştir. Dairemiz çoğunluğu tarafından temyiz isteminden feragat eden davalının temyiz istemi feragat nedeniyle reddedildiği gibi, katılma yoluyla temyiz isteminde bulunan davacı temyizi de, davacının temyizinin katıldığı davalı taraf temyizine sıkı sıkıya bağlı olduğu ve davalının temyizden feragat etmesi nedeniyle davacının temyizinin geçersiz hale geldiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş farkı; katılma yoluyla temyiz hakkını elde eden tarafın, temyizine katıldığı tarafın temyizden feragat etmesi nedeniyle temyiz isteminin dinlenilip dinlenilemeyeceği hususuna ilişkindir. Bilindiği üzere, temyiz süresini kaçırmış olan veya temyiz etme hakkı bulunmayan tarafa, diğer tarafın kararı temyiz etmesi üzerine temyize cevap dilekçesi ile tanınan katılma yoluyla temyiz hakkı, bir ek temyiz hakkı niteliğindedir. Diğer tarafın, temyiz hakkını kullanmasına bağlı olarak doğan bu hakkın dayanağı ise HUMK. 433/II. maddesidir. Davacı da davalının temyiz dilekçesinin kendisine tebliği üzerine yasal sürede katılma yoluyla temyiz isteminde bulunarak HUMK. 433/II. maddesi gereğince katılma yoluyla temyiz hakkını kanun gereği elde etmiştir. Her ne kadar; Daire çoğunluğu tarafından katılma yoluyla temyiz isteminin asıl temyiz istemine sıkı sıkıya bağlı olduğu ifade edilmişse, katılma yoluyla temyiz isteminin asıl temyiz istemine sıkı sıkıya bağlı olması, asıl temyizin süresinde yapılması ve temyizi mümkün bir karara ilişkin olması şartlarına ilişkindir. Çünkü bu iki şart olmadan asıl temyiz istemi yönünden temyiz hakkı doğmayacağından buna bağlı olan katılma yoluyla temyiz hakkı da doğmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 5, s. 4610) Ancak, kanun gereği aranan şartların mevcudiyetine bağlı olarak katılma yoluyla temyiz hakkı doğmuş ise, bu aşamadan sonra diğer tarafın temyizden feragat etmesi, katılma yoluyla temyiz istemini etkilemez. (Baki Kuru, a.g.e. s. 4609; 2.HD. 25.01.1983, 9265/484(naklen: Kuru, s. 4609-4610)) Zira, Kanundan doğan bir hak olan katılma yoluyla temyiz hakkı, karşı tarafın iradesine bağlı olarak ve tek taraflı bir usul işlemi nitelindeki feragat istemi ile ortadan kaldırılamaz. Şu durumda; davacının katılma yoluyla temyiz isteminin, davalının temyizden feragat etmesi nedeniyle geçersiz hale geldiğinin kabulü ve temyiz isteminin reddi uygun olmayıp, davacının temyiz isteminin Dairece incelenmesi gerektiğini düşündüğümden, Sayın çoğunluğun davacının katılma yoluyla temyiz isteminin reddine dair kararına katılamıyorum. 21.10.2014