YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12894
KARAR NO : 2015/4668
KARAR TARİHİ : 23.03.2015
MAHKEMESİ : VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2013/284-2014/186
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin .. nolu tarımsal sulama abonesi olduğunu, müvekkili hakkında kaçak elektrik kullanımı nedeniyle toplam 79.469,90 TL tahakkuk yapıldığını, kaçak elektrik kullanımı olmadığını ileri sürerek, tahakkuk eden bu bedelden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kaçak elektrik kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalıya 17/06/2011 tarih 72566 seri nolu kaçak tespit tutanağı nedeniyle 48.156,75 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararda, kullanım yerine ait bağlantı anlaşmasının ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanma süresi; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu sürenin 12 ayı geçemeyeceği, doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu sürenin 90 gün alınacağı; müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değerin bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesaplanacağı; ortalama aylık çalışma saatlerinin tarımsal sulama abonelerinde 400 saat olarak alınacağı ve müşteri olmayanlara çalışma saatlerinin % 20 oranında artırılarak uygulanacağı açıklanmıştır.
Somut olayda; davacının davalı kurumun 15920 nolu tarımsal sulama abonesi olduğu, 08.06.2011 tarihli ve 31729 nolu Sayaç İnceleme Raporu ile, sayaç klemens boşluğundan numaratör rakamlarına müdahale edildiğinin tespit edildiği, bu rapora istinaden davacı hakkında 17.06.2011 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlendiği ve toplam 79.469,90 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında düzenlenen 25.11.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda, Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre pamuk sezonu için 107 günlük sulama yapıldığı belirtilerek, 11.06.2010-18.04.2011 tarih aralığındaki 107 günlük sürece göre kaçak elektrik bedeli hesaplanmış olup, bu bedelin toplam 31.313,15 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Tutanak tarihinde davacının tarımsal sulama amaçlı kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, sulama sezonuna göre belirlenen çalışma saatleri esas alınarak hesaplanma yapılamayacağı kuşkusuzdur. Ortalama aylık çalışma saati olarak, yönetmelikteki miktar esas alınmalıdır. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilerek davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan usül ve esaslarda açıklanan yönteme göre ve ortalama aylık çalışma saati 400 saat olarak alınarak kaçak tüketimin yeniden hesaplanması için rapor alınması, davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin duraksamasız belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.