YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12755
KARAR NO : 2015/4502
KARAR TARİHİ : 19.03.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2014
NUMARASI : 2013/110-2014/274
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda bozma ilamı üzerine, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava, kaçak atıksu kullanımına dayalı yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine hükmolunmuş; bu karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 04/12/2012 tarih 2012/4437 Esas 2012/8777 Karar sayılı ilamı ile; ” iş yerinde çekilen fotoğraflar ve dinlenen tanıklara göre bilirkişiden ek rapor alınarak delillerin değerlendirilmesi gerektiğinden” bahisle bozulmuş; bozma ilamı üzerine yerel mahkemece bozma ilamına uyulması yönünde karar alınmış bu doğrultuda dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi ek raporunda; söz konusu iş yerinde kullanılan atık su miktarı ile daha önceki dönemlerde kullanılan atık su miktarı arasında bariz fark olmadığının faturalar ile belirlendiğini, iş yerindeki su tesisatı bağlantılarına göre, depodaki suyun, atık su sayacından geçmeden araç bakım ve yıkama servisi bölümünde kullanılmasının mümkün olmadığını belirlemiş ve yerel mahkemece bozma ilamı akabinde yapılan yargılama neticesi davanın reddine hükmolunmuştur.
HUMK.nun 275. maddesi (yeni HMK 266.) hükmüne göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Kural olarak bilirkişi raporu hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe taktir eder.
6100 Sayılı HMK 281 Maddesi Uyarınca; (1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.
(2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.
(3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.
Somut olaya gelince; Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapora itirazlar karşılanmamış; hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda tutanak tarihindeki resimler ve tutanak eki fotoğraflar tam olarak değerlendirilmemiş, bozma ilamına uyulması yönünde karar alınmasına rağmen, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiş, keşifteki olgular doğrultusunda hüküm tesis edilmiş, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmemiş yeni bir bilirkişiden yeni bir rapor almaksızın itiraza konu bilirkişi raporu ve ek raporuna dayalı hüküm tesis edilmiş olup bu husus usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla; yeni bir bilirkişiden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, davacı itirazlarını karşılar tarzda rapor alınmalı, raporlar arasında çelişki meydana gelmesi halinde gerekirse üçüncü kez bilirkişi incelemesi yaptırılarak çelişki giderilmeli, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.