YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12570
KARAR NO : 2015/4999
KARAR TARİHİ : 26.03.2015
MAHKEMESİ : ÇANKIRI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2013/566-2014/194
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, Çankırı İli Merkez Esentepe Mah. 856 ada 49 (eski 1729) sayılı taşınmaza kavun ektiğini; davalılara ait koyun sürüsünün, kavun tarlasına girerek mahsule zarar verdiğini; bu olaya ilişkin mahkemenin 2013/101 D.iş sayılı dosyasında tespit yapıldığını, zararın 2.591,25 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek; belirlenen miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar duruşmadaki beyanlarında; davacının kavunlarını topladıktan sonra hayvanların tarlaya girdiğini, zararın olmadığını bildirerek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 2.591,25 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davada, davacının taşınmazında ekili bulunan ürüne verilen zarar bedelinin tahsili talep edilmektedir.
Mahkemece; yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, delil tespiti dosyasındaki rapora dayanılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK’nın 266. (HUMK m.275) maddesi gereğince; mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
6100 sayılı HMK.nın 400-406.maddeleri (1086 sayılı HUMK.nun 368-374. maddeleri) gereğince, delil tespitinde, “Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir.”
Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak doğurmaz. Yani delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.
Somut olayda, davacı tarafından davadan önce yaptırılan tespit ve aldırılan ziraat bilirkişi raporunda, “arazinin %70’inin ekildiğini, ekili kısmın küçükbaş hayvanlar tarafından %80’ine zarar verildiğini, zarar miktarının 2.591,25 TL olduğu” belirtilmiştir. Rapor ve içeriğine, davalıların itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece; davalıların itirazlarını karşılar şekilde bilirkişiden rapor alınarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken; yeterli inceleme yapılmadan, eksik inceleme ve araştırma ile delil tespit dosyasındaki bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.