Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/12457 E. 2015/5063 K. 26.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12457
KARAR NO : 2015/5063
KARAR TARİHİ : 26.03.2015

MAHKEMESİ : ERBAA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2007/778-2013/512

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların olay tarihinde 8 yaşında olan oğulları Kadir’in, babasına ait ruhsatlı av tüfeği ile evlerinin ikinci katında bulunan pencereden ateş ederek, evlerinin önünde ekmek pişirmekte olan müvekkilini göğüsünden vurmak suretiyle yaraladığını; bu olay nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, 3.000,000 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddine savunmuşlardır.
Mahkemece; davanın kabulü ile 3.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21.08.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davalıların reşit olmayan çocukları Kadir’in eylemi nedeni ile oluşan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalılar hakkında açılan dava, 4721 sayılı yasanın 369. maddesi kapsamında olup, aile başkanın sorumluluğu esasına dayanmaktadır.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere TMK’nın 118-395 maddeleri arasında düzenlenen konulardan kaynaklanan bütün davalara aile mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu haliyle uyuşmazlığın müstakil Aile Mahkemesi bulunan yerlerde Aile Mahkemesinde, müstakil Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesinde Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekmektedir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
Hal böyle olunca mahkemece, davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.