Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/12172 E. 2015/6097 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12172
KARAR NO : 2015/6097
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

MAHKEMESİ : FETHİYE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2008/343-2013/77

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın husumetten reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 21/09/1998 tarihinde imzalanan adi sözleşme ile Fethiye İlçesi, .., 10 ada, 10 parsel sayılı 847 m2 lik taşınmazın 700 m2 sinin müvekkiline satıldığını, bu satış üzerine müvekkilinin 17/09/1998 tarihinde davalıya banka havalesi ile 12.000,00 DM ödediğini, müvekkilinin arsayı satın aldığını sandığını, yabancı olduğundan resmi işlemleri bilmediğini, arsayı aldığını düşündüğü için etrafını çitle çevirmek üzere davalının hesabına 1.960,00 DM’yi 11/02/1999 tarihinde yatırdığını, tapu devrinin yapılmadığını, davalının sebepsiz olarak zenginleştiğini ileri sürerek, müvekkilinin ödemiş olduğu 12.000,00 DM’nin ödeme tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru uyarınca karşılığı olan 22.518,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının dayanak olarak sunduğu belgede açık olarak kooperatif adına hareket edildiğinin belirtildiğini, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında aktedilen 21.09.1998 tarihli harici satış sözleşmesi incelendiğinde, davalı G.. O..’un kooperatif mührü ile satış işlemini gerçekleştirdiğinin görüldüğü, davalının başkanlığını yapmış olduğu kooperatif yönetim kurulu tarafından 21.08.1998 tarihli kararı ile harici satış sözleşmesine konu olan .. 10 ada 10 parselde kayıtlı taşınmazın kooperatifin müşterek tapulu arazilerinin tapulama işlemleri için harita ücretleri karşılamak üzere satılmasına karar verildiği, bu karara istinaden davalı tarafından dava dışı kooperatifi temsilen davaya konu harici satış sözleşmesini imzaladığı, tüzel kişiliğe sahip olan kooperatifin temsilcisi ile yapacağı işlemlerin tüzel kişi açısından bağlayıcı olacağı, bu nedenle dava dışı kooperatifi temsilen hareket eden davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin TBK’nun 77-82.maddeleri (BK’nun 61-66.maddeleri) gereğince iadesi talep edilmektedir.
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Taşınmazın devrine ilişkin, TMK’nun 705, BK’nun 213(TBK’nun 237), Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanununun 60.maddeleri gereğince ve HGK’nun 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 E, 2000/1704 K.sayılı kararı ile taşınmazın devrine ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça geçersizdir.
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi “Denkleştirici Adalet” düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
Somut olayda, davacı ile .. Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi olarak davalı arasında imzalanan 21.09.1988 tarihli “Tarla Satış Senedi” başlıklı belgenin bulunduğu, .. Köyü sınırları içerisinde 10 ada 10 parselde kayıtlı ceman 847 m2 miktarındaki tarladan 700 m2lik bölümünün Kooparatif Yönetim Kurulunun 21.08.1998 tarih ve 42 sayılı kararı gereğince Alman Uyruklu J.. A..’e 12.000 Alman Markına satıldığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davalı sözleşme imzalarkan kooperatif temsilcisi sıfatı ile hareket etmiş ise de, davacı tarafından yapılan ödemelerin davalı hesabına yapıldığı, 17.09.1998 tarihinde davalı hesabına 12.000 DM, 11.02.1999 tarihinde 1.960 DM para yatırıldığı anlaşılmakta olup, davalı ile temsilcisi olduğu dava dışı kooperatif arasındaki ilişki davacıyı ilgilendirmemektedir.
Bu nedenle mahkemece, davalının davacı aleyhine sebepsiz olarak zenginleştiği hususu dikkate alınarak, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.