Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/12034 E. 2015/4876 K. 25.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12034
KARAR NO : 2015/4876
KARAR TARİHİ : 25.03.2015

MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2012/480-2013/677

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesi ile; İstanbul Gümrük Müdürlüğünde 2004 yılından 2008 yılı Ağustos ayına kadar görev yapan personele ödenen sosyal yardımlardan gelir ve damga vergisinin eksik kesildiğinin tespit edildiği, kişi borcu olarak adlandırılan bu borcun davalı tarafından ödenmesi konusunda kendisine tebligat yapılmış ise de davalının herhangi bir ödemede bulunmadığını iddia ederek, 3.348,01TL’nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; alacağın konusunun gelir ve damga vergisine ilişkin olup davacı idarenin bu alacağı tahsil yetkisi ve davacının husumet yöneltme ehliyeti bulunmadığını, alacağın da 5 yıllık zamanaşımına tabi olup bu sürenin de geçtiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalının davacı kurumda çalıştığı dönemde Gümrük Yönetmeliğinin 284/c. Maddesi uyarınca sosyal yardımlar adı altında yapılan ödemelerin gelir vergisi matrahına dahil edilerek vergilendirilmediği gerekçesi ile geçmişe dönük olarak gelir vergisi tahakkuk ettirilip davalıdan istendiği, bu paranın davalı adına Vergi Dairesi’ne yatırıldığı hususunun ispatlanamadığı, dolayısıyla davalının davacı aleyhine zenginleşmesinin söz konusu olmadığı, davacı idarenin vergi tarh ve tahsil yetkisinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu alacak, sosyal yardım ödemelerinden eksik gelir ve damga vergisi kesilmesi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir.
Dava konusu fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
TBK. md. 77/1’e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. md. 79 ve 80’de “aynen geri verme ilkesi”ne göre düzenlenmiştir.
Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır.
HGK’nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir salt tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; ödemenin şart tasarrufa dayanmadığı gözönüne alınmak ve davacının davaya konu eksik vergi kesintisi nedeniyle davacıya yaptığı fazla ödeme miktarına ilişkin uzman bilirkişiden yeterli ve denetlenebilir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis etmek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.