Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/11875 E. 2015/4910 K. 25.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11875
KARAR NO : 2015/4910
KARAR TARİHİ : 25.03.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 8. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/947-2014/360

Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı(karşı davalı) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalının 18.05.2013 tarihinde nişanlandıklarını, nişanın ardından davalının karşılanması güç taleplerde bulunduğunu, davacının imkanları içerisinde sunduğu çözümleri kabul etmediğini, müvekkilinin ailesine ve kendisine küfür ve hakaret ettiğini ve nişanı bozduğunu, sonrasında da zorluk çıkartırsa dayısı tarafından dövülecekleri yönünde tehdit ettiğini, davalının abisinin de tehdit mesajları yolladığını ve davalı tarafından nişanın bozulduğunun bu mesajlarda bildirildiğini, nişan sebebiyle evlenme düşüncesiyle iki adet burma bilezik, üç adet normal burma bilezik, zincir, tek taş kolye, küpe, çerçeve künye ile bir tane tekli altının alındığını, bunların aynen iade edilmesini ya da yasal faizi ile beraber fazlası saklı 2.000 TL’sının tazminini, ayrıca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi tazminat, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili talep ettmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, davacının müvekkilinin kardeşinin yedi yıllık arkadaşı olduğunu, pek çok kez evlerine geldiğini, onu tanıyıp mali durumunu bildiklerini, tarafların flört ettiklerini ve iki hafta sonra nişan yapıldığını, bu süreçte davacının müvekkilini rahat yaşatacağını söylediğini, fakat müvekkilinin hiçbir talepte bulunmadığını, davacının Rize’de çalıştığı inşaat firmasından müvekkilinin yanında patronu tarafından aranarak benzin çaldığı için kovulduğunun bildirildiğini, bu nedenle davacının kendisinin işinden istifa etmek zorunda kaldığını ve bundan iki gün sonra nişanın yapıldığını, nişan sırasında ve öncesinde davacının çeşitli
bahanelerle tartışmalar çıkarttığını, müvekkilini akrabalarının ve arkadaşlarının yanında aşağılayıcı sözler sarfederek kırdığını, nişandan 6 gün sonra tarafların ..’da beraber oturdukları kafede davacının davalıya evlendikten sonra ailesiyle birlikte oturmayı teklif ettiğini, davalının bunu kabul etmemesi üzerine bağırarak kabul ettirmeye zorladığını ve kabul etmediği taktirde “bu iş burada biter” diyerek davalıyı itekleyip vurmaya kalktığını, orada bulunanların ve çalışanların araya girmesiyle eylemini gerçekleştiremediğini, ardından davacının annesi, babası ve abisinin arayarak davacının davalıyı terkettiğini bildirdiklerini ve ertesi gün davacının annesinin telefon edip “senden bana gelin olmaz seni istemiyoruz, senin başın açık nişanı atıyoruz” diyerek nişanı bozduklarını, sonrasında yapılan görüşme taleplerini de geri çevirdiklerini, nişanın bozulması üzerine davalının psikolojik travma geçirdiğini bu nedenle hastanelerde tedavi olmak zorunda kaldığını, 01.07.2013 tarihinde ziynetlerin tamamının davacıya müvekkilinin zararının ödenmesi şartıyla teslim edildiğini, fakat bir ödemenin yapılmadığını, nişan nedeniyle kültür merkezi için 2.500 TL, fotoğraflar için 600 TL, davacının kıyafetleri için 507 TL ödeme yapıldığını, bu nedenle fazlası saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL nin davacı- karşı davalıdan alınarak tazmini ile 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davacı-karşı davalının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile 1.000 TL maddi tazminatın davacı- karşı davalıdan alınıp davalı- karşı davacıya ödenmesine,4.000 TL manevi tazminatın davacıdan alınıp davalı- karşı davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yönünden, kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Anılan maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, istemde bulunan nişanlının kişilik değerlerinin ağır bir şekilde ihlal edilmiş olması gerekir.
Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali, manevi tazminata esas alınamaz. Bu nedenle, davacı tarafın manevi tazminat isteminin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.