YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10837
KARAR NO : 2015/4009
KARAR TARİHİ : 12.03.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2006/126-2013/77
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalı M.. K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, dava dilekçesinde; davalı M.. K..’ın, müvekkili şirketin internet sitesine izinsiz girerek sitede tahrifat yaptığını ve siteyi çökerttiğini; şirketin müşterilerine ait bütün verileri hukuka aykırı olarak elde ederek şirketin ticari itibarını sarstığını, müvekkillerinin ticari anlamda büyük bir zarara uğradıklarını ileri sürerek; davacı şirket lehine 5.000 TL maddi, 10.000 TL manevi; gönderilen e-mailler sebebiyle zarara uğrayan şirket ortağı M.. B.. Ö.. lehine 5.000TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .. A.Ş vekili, cevap dilekçesi ile; kendileri yönünden maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, söz konusu internet sitesinin tahribi ve gizli bilgilerin yayımlanması işlemlerinin diğer davalının fiilleri sonucu meydana geldiğini, davalı şirketin meydana gelen zararlardan sorumlu olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı M.. K.. vekili ise, cevap dilekçesi ile; davacı şirket tarafından kullanılan web sitesinin içeriğinin müvekkili tarafından silindiğini; ancak, müvekkilinin, bu yönde şirket ortaklarından talimat aldığını, müvekkilinin bu talimata uyarak sitenin içeriğini sildiğini; müvekkilinin siteyi çökertmediğini, mail adresinden gönderilen maillerin içeriği ile de davalının alakası olmadığını, maillerin içeriğinde davacı Mehmet Burak Özmeteler’e yapılmış herhangi bir saldırının söz konusu olmadığını, onun şahsi olarak herhangi bir maddi veya manevi zararının söz konusu olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı şirketin, maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne; davacı Mehmet Burak Özmeteler’in ise, manevi tazminat isteğinin kısmen kabulü ile; 4.000.00.TL manevi tazminatın davalı M.. K..tan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm, davacılar ve davalı M.. K.. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, M…B.. Ö.. yararına manevi tazminata karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Manevi tazminat ise, manevi zararın giderim biçimidir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiilin bulunması, bu fiil ile kişilik hakkının ihlal edilmesi, ihlal fiilinin kişilik değerlerinde objektif bir eksilmeye sebep olması ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Manevi tazminat ile, kişinin, kişilik değerlerinde meydana gelen zarar giderilmeye çalışılmaktadır.
Yasalarımız, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi, isme saldırı, nişan bozulması, evlenmenin feshi, babalığın benimsenmemesi, bedensel zarar ve öldürmedir.
Kişilik hakları, hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse; TMK’nın 24. ve BK’nın 49.maddesi (TBK 58. mad.) uyarınca manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında, tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır.
Somut olayda; yerel mahkemece de kabul gören, davalı M.. K..’ın, davacı şirketin internet sitesine izinsiz müdahale eylemi; davacı şirket ortağı M…B..Ö..’in sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak şekilde bir eylem niteliğinde değildir. Kaldı ki, eldeki bilgilere göre, gönderilen e-maillerin, davalı M.. K.. tarafından gönderildiğinin ispatlanamadığı yerel mahkemece de benimsenmiş olması karşısında; davacı M…B.. Ö..’e yönelik bir haksız fiilden de bahsedilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının, davacılardan M…B.. Ö..’in kişilik haklarına yönelik bir eylemi ispat edilemediğine göre; bu davacı hakkında, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile, talebin tümden reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde talebin kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.