Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/10326 E. 2014/9871 K. 18.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10326
KARAR NO : 2014/9871
KARAR TARİHİ : 18.06.2014

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesi ile 08/09/2005 tarihinde orman yangını çıktığını,elektrik direğinde kıvılcımlar oluştuğunu, davalıların sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı olduğunu belirterek 45.372.81 TL olay tarihinden yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece davalı dağıtım şirketi yönünden davanın kabulüne, diğer davalı … İnşaat El.Tic.Ltd.Şti./… Ortaklığı yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı dağıtım şirketi tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebette ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan herbirinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu taktirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında, alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK. 145/1.md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (B.K. 146/1. md.) Bu şekilde belirlenen hak, o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe ya da aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, bu kesinleşme zarar görenin açtığı sorumluluk davasına ilişkin olup, müteselsil borçlular arasında ileride görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez.Anılan nedenlerle dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle bu davanın davalıları arasındaki rücu ilişkisi bakımından kesin hüküm oluşturmayıp ilerki rücu davasında çözülebileceğine göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.324.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 18.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.