Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/10284 E. 2015/11947 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10284
KARAR NO : 2015/11947
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2012/2641-2014/428

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde;davacının A… İli, G… İlçesi, B… Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde yer alan G…-95 S… (….) nolu bağımsız bölümü satın aldığını, su aboneliği için başvuru yaptığını, ASKİ’nin davacıdan kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında 6.412,46-TL talep ve tahsil ettiğini, tahsil edilen bu bedelin haksız olduğunu, davacıya ait taşınmazın bulunduğu sitenin tüm su şebekesinin siteyi inşaa eden S.S. G… Konut Yapı Koop. tarafından yapıldığını, davalı ASKİ ‘nin herhangi bir kanal ve şebeke hizmetinin bulunmadığını belirterek ödenen 6.412,46-TL ‘nin ödeme tarihi olan 22.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde: abonelik yapılması için kanal şebeke hissesinin ödenmesi gerektiğini, dava konusu konutun bulunduğu ada parselin ada dışı su şebekesi ve kanal hatlarının davalı idare tarafından yapıldığını belerterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının ilk defa su abonesi olduğu, binada iskan bulunmadığı,dava konusu mahalde davalı idarenin herhangi bir kanal şebeke hizmetinin bulunmadığı belirtilerek davanın kabulü ile,dava konusu 6.412,46-TL ‘nin ödeme tarihi olan 22.12.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının malik olduğu taşınmaza su abonesi olmak için kanal katılım ve su şebekesi hisse payı ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.
01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:

a)Kanalizasyon tesisi yapılması,
b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.
Uyuşmazlık çıktığı tarihte yürürlükte bulunan 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ASKİ Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.
Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.
Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.
Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebi hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanunu’nun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.
Buna göre; mahkemece, bu konuda mahallinde bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle inceleme ve araştırma yapılmalı, özellikle davalı kurumun anılan konut alanında ada içi ve ada dışı tesisleri ile mevcut ana hatların kim tarafından yapıldığı, davalı tarafça dava konusu yere hizmet götürülüp götürülmediği, ayrıntılı olarak araştırılmalı, davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığının ispat edilmesi halinde; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.