Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/10038 E. 2015/5067 K. 26.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10038
KARAR NO : 2015/5067
KARAR TARİHİ : 26.03.2015

MAHKEMESİ : TİRE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2010/766-2013/261

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisinin davalı belediyenin 30.04.1979 tarihinde 53 nolu encümen kararıyla açtığı ihaleye katılarak taşınmaz satın aldığını, taşınmaz üzerine ağaç diktiğini, ev ve hayvan damı yaptığını, ölünceye kadar malik sıfatıyla kullandığını, onun ölümünden sonra mirasçılarının taşınmazı kullanmaya devam ettiklerini, 2010 yılında mirasçı Hatice’ye gelen ecrimisil ihbarnamesiyle taşınmazın hazineye ait olduğunun öğrenildiğini, bu şartlar altında davalı belediyenin tapu devrini yapamayacağının açık olduğunu, taşınmazın dava tarihi itibariyle hesaplanacak zemin ve muhdesat değerinin davalı belediyeden tahsili gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı belediyeden tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazın hazineye ait olduğunu, davacıların murisinin ihaleden kısa bir süre sonra bu yerin hazineye ait olduğunu öğrendiğini, buna rağmen o tarihte dava açmadığını, davacıların talep edebilecekleri miktarın ihalede ödenen satış bedeliyle sınırlı olduğunu, taşınmazın boş arazi olarak ihale edildiğini, arazi üzerine sonradan yapılan muhtesat bedellerinin müvekkilinden talep edilemeyeceğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 17.625,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Davalı vekilinin kabul gören temyiz itirazına gelince;
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık, davacıların, davalıya ödenen taşınmaz bedelini, taşınmaz üzerine sonradan yapılan yapı ve dikilen ağaç bedelleriyle birlikte davalıdan talep edip edemeyecekleri noktasında toplanmaktadır.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken, diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir.
Somut olayda; davaya konu 450,00 m2’lik taşınmazı, davacıların murisi 1979 yılında 4.500,00 TL ödeyerek davalı belediyeden satın almış, satın alma tarihinde sonra taşınmaz üzerine 46.50 m2 oturma alanına sahip ev yapmış, zeytin, incir, mandalina, nar, ceviz, ayva, şeftali ağaçları ve asma dikmiştir. Davacılar, 2010 yılında bu yerin hazineye ait olduğunu öğrendiklerini iddia ederek taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeriyle birlikte üzerindeki muhtesatların bedelini de talep etmişlerdir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava tarihi itibari ile arsanın, arsa üzerinde bulunan yapının ve meyve ağaçlarının toplam değeri hesaplanmış, mahkemece tüm bu bedellerin toplamının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa davalı belediye, davaya konu taşınmazı davacıların murisine boş arsa olarak ihale etmiştir. Muhtesatlar yönünden sebepsiz zenginleşen davalı belediye değil, taşınmazın maliki olan dava dışı Hazinedir.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı belediyenin, dava konusu taşınmazı, davacıların murisine arsa olarak yalnızca toprak bedelini almak suretiyle sattığı, taşınmaz üzerine sonradan yapılan muhtesatlar yönünden davalı belediyenin sebepsiz zenginleşmeyeceği göz önünde bulundurularak, yapı ve ağaç bedelleri yönünden isteminin reddi gerekirken, yanılgı değerlendirme sonucu yapı ve ağaç bedellerinin de içinde bulunduğu bedelin iadesi yönünde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.