Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2013/12672 E. 2013/14172 K. 08.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12672
KARAR NO : 2013/14172
KARAR TARİHİ : 08.10.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı asiller … ve … ile tüm davacılar vek.Av…. geldiler. Aleyhine temyiz olunan davalı vek.Av. … .. geldi. Gelen asiller ile vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 08.10.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; Müvekkili olan davacıların kardeşleri ve davalı ile birlikte sahip oldukları inşaat halinde bir binaları mevcut bulunduğunu, binanın 2 nolu 6, 7, 12 ve l3 nolu bağımsız bölümlerinin davalının davacılardan …’dan satın aldığını, inşaatin 2 nolu bağımsız bölümü işyeri olarak tamamlanmış, diğer yerleri ve binanın ortak alanlarının inşaatının halen devam ettiğini, davalının davacılar ve kardeşiyle ortak alanlarının yapımında kendisine düşen masrafları karşılama ve üstlenme koşuluyla bu taşınmazları satın aldığını, ancak kat irtifakı üzerine geçtikten sonra kötüniyetli olarak binanın ortak alanlarının ve diğer bölümlerin yapım masraflarına katılmaya yanaşmadığını, tarafların birlikte düzenledikleri protokol gereği, tapu sahiplerinden ….’e ait bağımsız bölümün diğer hissedarlar tarafından yaptırılacağı, davalının bu yükümlülüğü de kabul ederek bağımsız bölümleri davalı …’den satın aldığını, ancak satın alma tarihinden sonra davalının bu edimini de yerine getirmek istemediğini, davalının yurt dışında olması nedeniyle davacıların, bağımsız bölümleri yaptırılırken de belediye ruhsat harcı elektrik panosu şartel demir çimento işçilik vb kendi ceplerinden yaptıkları masrafları da davalının ödemediğini beyan ederek, şimdilik 5.000 TL.alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, taşınmazları 13.08.2007 tarihinde satın aldığını, bu tarihten önce yapılan masraflara katılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki, masraflara katılması gerektiğine ilişkin davacılar ile aralarında herhangi bir yazılı anlaşma ya da protokol bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, dava konusu binanın yapımı nedeni ile davalıya düşen ve davalının ödemediği belirtilen alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Dosyada mevcut, 2000 tarihli (ay ve gün belirtilmemiş ) protokolün incelenmesinden, dava konusu masrafların davacılar …, … ve davaya müdahil olan … tarafından üstlenileceğinin kararlaştırıldığı, davalının ise bu protokole tanık olarak imza attığı görülmüştür.
Davacı tarafın yargılama sırasında verdiği replik dilekçesinde, davalının ölen kardeşleri …..’nın eşi olduğunu, dava konusu binanın üzerine kurulu bulunduğu taşınmazda kendileri ile birlikte davalının eşi olan….’nün de hissedar bulunduğunu…..’nın borçlularından mal kaçırmak için, taşınmazdaki hissesini davacılardan …’ya devrettiğini, … ölünce de, davalının taşınmazdaki eşinden dolayı olan hissesini davacılardan geri istediğini, bunun üzerine hisse üzerinde bulunan davacı …’in davalıya yapılan binadaki taşınmazları hisse karşılığı olarak tapuda devrettiğini, devir sırasında davalının, dava konusu edilen masraflara katılmayı kabul ettiğini, davalının iddia ettiği gibi taşınmaz satın alma durumunun söz konusu olmadığını, zaten eşinden dolayı taşınmaza öncesinde de malik bulunduğunu, protokol tarihinde hissedar görülmediği için bu protokolü tanık olarak imza ettiğini beyan etmiştir.
Davacı tarafın bu iddiaları dinlettiği tanık beyanları ile sabit olmuş ise de; davalı taraf tanık dinletilmesine muvaffakat etmediklerini açık olarak beyan etmişlerdir.
Davalı, davacının ileri sürdüğü hususları inkar ettiğine göre, davacının bu durumu yasal delillerle kanıtlaması gerekir. HUMK’nun 288.madde hükmüne göre de müddeabihin miktarı itibariyle iddianın senetle ispat edilmesi gerekir.
Davacılar iddialarını yazılı delille ispat edememiş olup, davacılar dava dilekçelerinde “yemin” deliline de dayandığından davacı tarafa, davalıya yönelik olarak yemin teklifi hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.