Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/985 E. 2012/6270 K. 12.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/985
KARAR NO : 2012/6270
KARAR TARİHİ : 12.03.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.000 TL alacak ile 1.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı; kızının eğitim görmekte olduğu dava dışı üniversiteye ait okul ücretinin davalı banka aracılığı ile ödendiğini, bu nedenle 2006 – 2007 eğitim ve öğretim dönemi için davalı banka ile imzalanan sözleşmede kızının final sınavlarında yeterli başarıyı gösterememesi halinde dava dışı üniversiteye 21.06.2007 tarihinde 5.197 TL ek ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin bu hükmü ile ilgili olarak davalı bankanın 2008 yılı mart ayı içerisinde kendisini aradığını ve kızının sınavlarda başarısız olması nedeniyle kararlaştırılan ek ödemeyi dava dışı üniversiteye yaptığını bildirdiğini, bunun üzerine 21.03.2008 tarihinde 5.197 TL yi davalı bankaya ödediğini, buna rağmen bir süre sonra ödemenin geç yapılmış olduğu ileri sürülerek davalı bankaca işlemiş faizin talep edildiğini, sözleşme gereğince temerrüde düşürülmesi için gerekli olan yazılı ihbarın yapılmamış olması nedeniyle bu talebi kabul etmediğini, ancak davalı bankanın haksız yere aleyhine takibe giriştiğini, bu nedenle davalı bankaya itirazi kayıtla 3.000 TL ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek; yersiz yere ödemiş bulunduğu 3.000 TL ile 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı banka vekili, taraflarca imzalanan sözleşme gereği; davacının, müvekkili bankaya kızının okul taksidi ile ilgili olarak borçlanmış bulunduğunu, ödemelerin ise zamanında yapılmadığını, bu nedenle başlatılan takibin ise davacının itirazı nedeniyle durduğunu, buna rağmen davacının itirazi kayıtla müvekkili bankaya kısmi ödemede bulunduğunu savunarak; kötüniyetle açılan davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; “davacının imzalamış olduğu Otomatik Ödeme Talimatı ve Taahhütnamenin 2.maddesinde hesabında yeterli para olmaması halinde onay alınmaksızın eğitim taksitlerinin elektronik ortamda Üniversite hesabına aktarılması konusunda bankayı yetkili kıldığı, davacının 20.09.2006 tarihli Ödeme Planını da imzaladığı, söz konusu planda 21.06.2007 tarihli taksit miktarının 5.197.50 TL olarak yazılı olduğunun davacının bilgisi dâhilinde bulunduğu, belirtilen nedenlerle davacının dava gerekçelerinin yerinde olmadığı, yapılan incelemede davacının davalıdan bir alacağının tespit edilemediği, aksine davalı bankaya dava tarihi itibariyle tamamı asıl alacak olmak üzere 2.043.32 TL borçlu durumda olduğunu” bildiren bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir olayın varlığının ispat edilememiş olması nedeniyle manevi tazminat isteminin reddinin yerinde olmasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının, dava dışı üniversitede burslu olarak eğitim görmekte olan kızının okul ücretlerinin ödenmesi için bu konuda yetkili kılınan davalı banka nezdinde hesap açtırdığı, dava dışı üniversite tarafından 2006 – 2007 eğitim ve öğretim döneminde davacının kızının not ortalamasının belirlenen sınırın altında kalması halinde verilen bursun karşılığı olarak 5.197 TL nin ödenmesinin taahhüt edilmesinin istenildiği, bu isteği kabul eden davacının buna uygun olarak hazırlanan ödeme planı konusunda davalı bankaya ödeme talimatı verdiği, davacının kızının belirlenen not ortalamasını aşamaması üzerine davalı bankanın 09.07.2007 tarihinde 5.197 TL yi dava dışı üniversiteye ödediği, 21.03.2008 tarihinde de davacının bu miktarı davalı bankaya havale ile gönderdiği, davalı bankanın daha sonra 5.831,76 Tl alacağın tahsili istemi ile takibe giriştiği, davacının ise 26.02.2009 tarihinde itirazi kayıtla davalı bankaya 3.000 TL ödemede bulunduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık, davalı banka tarafından, (davacı adına) dava dışı üniversiteye yapılan ek ödeme nedeniyle davacı taraftan temerrüt faizi talep edilemeyeceği konusunda toplanmaktadır.
Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü, davada dayanılan ve taraflarca düzenlenen sözleşmelerin yorumunda toplanmaktadır..Taraflarca imzalanan “Otomatik ödeme Talimatı ve Taahhütname” başlıklı sözleşmenin 1 ve 2. maddeleri ile; üniversiteye ödenilecek eğitim ücretinin ödeme planında belirtildiği şekilde bankadaki hesaptan otomatik olarak alınması, hesapta yeterli paranın olmaması halinde ise, onay alınmaksızın taksitlerin elektronik ortamda üniversite hesabına aktarılması konusunda davalı banka yetkili kılınmıştır. Yine taraflar arasında düzenlenen bila tarihli Ek Sözleşmenin 2 maddesinde ise “ … BANKA tarafından yapılan ödeme tutarlarını BANKA’nın ilk talebinde, protesto çekilmesine, hüküm elde edilmesine gerek olmaksızın, hiçbir def’i ve itiraz ileri sürülmeksizin, derhal, talep tarihinden ödeme gününe kadar geçecek günler için hesaplanacak % 50 temerrüt faizi, BSMV, KKDF ve her türlü masrafıyla birlikte, nakden ve tamamen ödemeyi, gayri kabili rücu olarak kabul ve taahhüt ederim” koşuluna yer verilmiştir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davacı, banka tarafından adına yapılan ek ödemeyi ilk talep tarihinden itibaren derhal geri ödeyeceğini, aksi halde ödeme tarihine kadar geçecek süre için temerrüt faizi ile sorumlu olacağını kabul etmiş bulunmaktadır.
Şu durumda mahkemece; öncelikle davalı bankanın alacağını davacıdan talep ettiği tarih ile ilgili bir araştırma yapılarak temerrüt tarihinin açıklığa kavuşturulması, sonrasında ise davacının ödemekle sorumlu bulunduğu faiz miktarının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi ve ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken; hâkime ait olan sözleşmenin yorumlanmasına ilişkin yetkinin (BK. md/18) bilirkişiye devredilmesi ve bunun sonucunda yanılgılı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu esas alınarak istemin tümüyle reddi, usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.