Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/9701 E. 2012/14370 K. 05.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9701
KARAR NO : 2012/14370
KARAR TARİHİ : 05.06.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde şimdilik 5110 TL ecrimisilin yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davalı belediyenin dava konusu taşınmazı yol ve … Korusu alanı olarak kullandığını beyan ederek 2001-2006 arası şimdilik 5110 TL. ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davalı savunmasında, taşınmazın 20 yıldan fazla bir süredir yol ve koru alanı olarak kullanıldığını,kamu yararı amacı ile hareket edildiğini, herhangi bir menfaat temin edilmediğini beyan etmiştir.Mahkemece, davacının taşınmazın işgal edilmemiş olsa idi elde edeceğe geliri ve işgalin bu geliri elde etmesini engellediğini ispat etmesi gerektiği, davacının bu durumları ispat edemediği, taşınmazın büyük kısmının … Korusu alanı, diğer bölümünün de, fiilen yol olarak kullanıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Ecrimisil, başkasının taşınmazını haksız işgal eden kötüniyetli zilyedin ödeyeceği tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir mahrumiyetidir.
Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununda açıkça söz edilmeyen “ecrimisil” deyimi, Eski Hukuktan gelen bir alışkanlıkla uygulamada, haksız zilyedin ödemesi gereken kullanma (veya işgal) tazminatı anlamında kullanılmaktadır.8.3.1950 gün ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “Başkasının gayrimenkulünü haksız olarak zaptedip kullanmış olan kötü niyetli kimsenin o gayrimenkulü elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereleri tazminle mükellef olup, bir zarara uğramamış olan malik veya zilyede ecrimisil adı veya başka bir ad altında herhangi bir tazminat vermekle mükellef olmadığı” sonucuna varılmıştır. 4.6.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile de ecrimisil, tazminat olarak nitelendirilmiş, kararın gerekçesinin V inci bendinde “işgal tazminatı davalarının hususi bir şekli olan ecrimisil davalarının Türk Kanunu Medenisinin 908. maddesine (TMK md.995) dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazlardan menfaat temin edilmediği, kamu yararı amacı ile hareket edildiği belirtilmiş ise de, davalının, davacıya ait bulunan taşınmazı haklı bir nedene dayanmaksızın işgal ettiği sabit bulunduğundan, bu yerlere ilişkin olarak ecrimisil ödemesi gerekmekte olup, mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde uygunbir ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Diğer yandan, Defterdarın taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açtığı eldeki dava yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti olmadığı gibi, işlemi de harçtan müstesna kılınmamıştır (HGK. nun 12.10.2011 gün ve 2011/3–629 E. 2011/613 K. sayılı ilamı)Bu nedenle de, dava açılırken ki maktu başvuru harcının mahallinde ikmal edilmesi gerekmektedir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 05/06/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.