Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/88 E. 2012/4420 K. 22.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/88
KARAR NO : 2012/4420
KARAR TARİHİ : 22.02.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 6.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, trafik kazasında yaralanan davacının manevi tazminat talebinden ibarettir. Davacı, 6.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek 2.000,00 TL’ye hükmedilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 47.maddesi gereğince hâkimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşımalıdır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemelidir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; trafik kazasının davalı sürücünün kusuru sonucu meydana geldiği, davacı yayanın kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığı, kaza sonucunda davacıda kemik kırığı meydana geldiği, tedavinin uzun sürdüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Kazanın meydana gelişinde tarafların kusur durumları, davacının yaralanma derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile yukarıda gözetilen ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, davacı lehine takdir edilen 2.000,00 TL manevi tazminat miktarının az olup, hakkaniyete uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de; haksız fiil nedeniyle hükmedilen tazminata olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması da doğru değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.