Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/7018 E. 2012/14608 K. 07.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7018
KARAR NO : 2012/14608
KARAR TARİHİ : 07.06.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 48.000 TL alacak yönünden menfi tespit, faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davacı ile davalı arasında 14.11.2009 tarihli protokol ile araç satış sözleşmesi yapıldığını davalının araç satış bedeli olan 48.000 TL’yi ödediğini ancak araç üzerindeki kısıtlamalar nedeniyle aracın davalıya devrinin yapılamadığını, davalının aracı 15.4.2010 tarihinde düzenlenen protokol ile davacıya teslim ettiğini, davacının da davalı tarafından ödenen 48.000 TL’lik satış bedelinin karşılığı olarak 15.4.2010 tarihli 20.000 TL değerinde senet ile … plakalı 28.000 TL değerindeki aracı verdiğini, borcunu ödemesine rağmen davalının hakkında icra takibi başlattığını, hakkında yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; satışa konu aracın bedeli olan 48.000 TL’nin davalı tarafından ödendiğini ancak davacının aracın devrini gerçekleştirilememesi nedeniyle davalının aracı davacıya iade ittiğini bu konuda taraflar arasında protokol düzenlendiğini, davacının 48.000 TL’yi davalıya ödediği hususunu davalıdan sadır olmuş bir yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini, davacının elinde bu nitelikte bir belge bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davaya konu borca karşılık davacı tarafından davalıya, 20.000 TL meblağlı senet ile 28.000 TL değerinde aracın verildiğini, 20.000 TL’lik senedin düzenleme tarihinin 15.4.2010 olduğu, bu tarihin davalının aracı davacıya teslim ettiği ve aralarında protokol düzenledikleri 15.4.2010 tarihine denk geldiği için davaya konu borcun ödenmesi için verildiğinin anlaşıldığını öte yandan davalıya borca karşılık galeride bulunan … plakalı 28.000 TL değerinde aracın verildiğini,davalının aracın devrini almak için … ‘ya galeriye gittiğinde başka bir araçla takas ederek … plakalı araçla ilgili sözleşme yaptığını, davalının ispatındaki zorluk durumu nazara alınarak 16 GG 407 plakalı aracı tercih ettiğini davacının 48.000TL’lik borcunu ödediğini bu suretle, davacının hakkında yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir..Dosya kapsamına göre, davalının davacıya araç satışı yaptığı, satış karşılığında davalıdan 48.000 TL aldığı, aracın devrinin davacı tarafından gerçekleştirilememesi nedeniyle aracın davalı tarafından eksiksiz olarak teslim edildiği taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Ancak, davacı davalıdan aldığı 48.000 TL’yi ödediğini bu nedenle davalıya boçlu olmadığını iddia etmektedir. Davacı davaya konu 48.000 TL’nin ödendiği iddiasını M.K.’nun 6 md., HMUK.288-290 ve 6100 sayılı HMK.nun 200. madde hükümleri gereğince kanıtlamakla yükümlüdür.İddianın genel ispat kurallarına göre yazılı delil ile ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafından davalıya verilen 20.000 TL meblağlı senedin tanzim tarihinin aracın davalı tarafından davacıya teslim edildiği tarih olan 15.4 2010 tarihi ile aynı tarih olması sebebiyle senedin davaya konu borcun 20.000 TL’lik kısmı için ödendiğini kabul etmek gerekmektedir. Ancak borcun geriye kalan kısmı için davalıya 28.000 TL araç verildiği iddia edilmiş ve iddianın ispatı için “özel protokol“ ve … başlıklı belgeler ibraz edilmiş ise de sözkonusu belgelerde davalının imzası bulunmadığı gibi bu belgelerin davaya konu borcun ödenmesi için düzenlendiği hususunda bir açıklama yoktur. Bu durumda sözkonusu belgelerin borcun ödendiğine dair yazılı belge olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi de mümkün değildir.Bu itibarla 28.000 TL’lik borcun ödendiği davacı tarafından ispatlanamadığından bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın tamamen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.