Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/6417 E. 2012/16308 K. 28.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6417
KARAR NO : 2012/16308
KARAR TARİHİ : 28.06.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali, karşı davada 30.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi, karşı dava hakkında (terditli olduğundan) karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davacı-Karşı Davalılar vekili Av…. geldi. Aleyhine temyiz olunan Davalı-Karşı Davacılar vekili Av…. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 28.06.2012 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacıların murisi tarafından 20.05.2005 tarihli vasiyetname ile, 2536 parselde kayıtlı evin, davalıların murise bakıp gözetmeleri şartına bağlı olarak davalılara bırakıldığını, ancak; vasiyetnamenin, murisin tasarruf ehliyetinin olmadığı dönemde yapıldığı, tassarrufun bağlı bulunduğu şartın yerine getirilmediği, aldatma ve yanılma sonucu yapıldığı, murisin iradesinin fesada uğradığı, ayrıca yasada öngörülen şekle uyulmadan (davalıların öz kardeşleri tanık olmakla) yapıldığını belirterek vasiyetnamenin iptalini istemiştir.Davalı vekili cevabında; iddiaların yersiz olduğunu, davalıların ölünceye dek vasiyet edene bakıp gözettiğini, tanık …’nin davalılarla hiçbir akrabalığı bulunmayıp, tanık …’nin ise; davalı …’in kız kardeşi olduğunu belirtmiş, karşı davada ise vasiyetname iptal edilirse 1991 – 2008 tarihleri arasında yapılan bakım masrafları olan 30.000 TL’nin tahsilini istemiştir.Mahkemece; vasiyet edenin Adli Tıp Raporu ile tasarruf ehliyeti bulunduğunun anlaşılması, işlemin muvazaalı olmaması, davalıların vasiyet edene uzun süre bakıp gözettikleri gerekçe gösterilerek davanın reddine ve terditli açılmış olmakla karşı davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davada vasiyetnamenin TMK. 536.maddesine aykırı olacak şekilde yapıldığı ve vasiyetnamedeki tanıkların davalıların öz kardeşleri oldukları ileri sürülmüştür.TMK.nun 536/2.maddesi “Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamayacağı” yönünde düzenleme içermektedir.Bu nedenle mahkemece, anılan madde hükmü çerçevesinde, davacıların iddiaları yönünden inceleme yapılmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.