Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/5870 E. 2012/10228 K. 17.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5870
KARAR NO : 2012/10228
KARAR TARİHİ : 17.04.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 11.743,13 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 11.110,52 TL’nın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı bakanlık tarafından davacı banka aleyhine kanunen belirlenen oranın altında özürlü ve eski hükümlü işçi çalıştırdığı için idari para cezası tahakkuk edildiğini, idari para cezasının iptali için Sulh Ceza Mahkemesine yapılan itirazın kabul edildiğini, 09.01.2008 tarihinde ödenen 97.890 TL’nın 09.04.2009 tarihinde iade edildiğini, idari para cezasının davalı kurumda kaldığı süre içinde faiz kaybının olduğunu belirterek 11.743,13 TL faiz alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, idari para cezasının Sulh Ceza Mahkemesinin iptal kararının kesinleşmesine kadar geçerli bir işlem olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ödeme tarihinden iade tarihine kadar işleyen 11.110,52 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Kurumu tarafından davacı aleyhine tahakkuk ettirilen 130.519 TL idari para cezasının, davacının peşin ödemesi nedeniyle indirimli olarak 97.890 TL 09.01.2008 tarihinde tahsil edilmiş, Sulh Ceza Mahkemesinin 04.11.2008 tarihli kararı ile davacı tarafından yapılan itirazın kabul edilerek, 130.519 TL idari para cezasının Kabahatler Kanununun 8/b maddesi gereğince hukuka aykırı olarak alındığından bahisle kaldırılmasına karar verilmiş, Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddine ilişkin 04.12.2008 tarihli kararı ile kesinleşmiş, davalı bakanlık ise haksız yere alınan idari para cezasını davacı bankaya 09.04.2009 tarihinde iade etmiştir.
Davada, haksız yere tahsil edilen paranın davalının elinde bulunduğu süre için işlemiş faiz alacağının tahsili talep edilmektedir.
Gecikme faizi, para borcunu ödemekte temerrüde düşen borçlunun gecikme süresi için alacaklıya ödemesi gereken faizdir.
BK’nun 101/1 maddesinde, “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmüne göre sebepsiz zenginleşme de iade borcunun para ile ifa edileceği durumlarda faizin hangi tarihte başlayacağı, borçlunun ne zaman mütemerrit sayılacağı sorunu ile karşılaşılır.
Zenginleşen ister iyiniyetli, ister kötüniyetli olsun, kendisinden iade talep edilmeden temerrüde düşmüş sayılması olanaklı değildir. Böyle bir çözümün yasal dayanağı bulunmamaktadır. Haksız fiillerde failin daima mütemerrit sayılması şeklindeki çözüme kıyasen de böyle bir sonuca varılamaz. Sebepsiz zenginleşmenin amacı ve özellikleri haksız eylemden çok başkadır.
Bu durumda, mahkemece; dava konusu alacağın muaccel hale geldiği Sulh Ceza Mahkemesinin kararının kesinleştiği tarihin aynı zamanda temerrüt tarihi olarak kabul edilerek bu tarihten itibaren faiz işletilmesi ve bu konuda bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.