Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/23223 E. 2013/1186 K. 28.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/23223
KARAR NO : 2013/1186
KARAR TARİHİ : 28.01.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE … MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 24.873,… TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; ….. İlçesi ….. Beldesi …. mevkiinde bulunan ….000 m² lik orman sahasının, 05…..1987 tarihinden itibaren semt sahası olarak kullanılması için davalı idareye bedelsiz 49 yıllığına izin verildiğini, diğer davalı şirketin ise 1995 yılında bu sahanın ….073 m² lik kısmında beton boru üretimi amacıyla tesisler kurduğunu, bu durumun 04.05.2001 tarihinde fark edilmesi üzerine davalı şirket hakkında suç zabtı düzenlendiğini, davalı idareye verilen iznin ise iptal edildiğini ileri sürerek; 01.01.1995 – 04…..2001 tarihleri arasındaki dönem için ….367,73 TL arazi tahsis bedeli, 786,… TL KDV, ….711,72 TL gecikme bedeli ve ….008,… TL KDV olmak Üzere toplam 24.873,… TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek amme alacakları usulü hakkındaki kanuna göre belirlenen faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; müvekkili idareye kullanılması için verilen sahadaki çalışmaların arazi şartları nedeniyle tamamlanamadığını, diğer taraftan dava konusu sahayı işgal ettiği ileri sürülen davalı şirket ile müvekkili idare arasında hiçbir fiili veya hukuki bağlantının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davaya konu sahanın, bedelsiz olarak kullanılmak üzere diğer davalıya verildiğini, bu nedenle davacı tarafın herhangi bir talepte bulunmasının söz konusu olamayacağını, öte yandan …… Asliye … Mahkemesinde açılan 2001/171 Esas sayılı dava ile davacı tarafın Orman Kanununun 112 ve 114. maddelerine göre müvekkili şirketten tazminat talebinde bulunduğunu, yapılan yargılama sonucunda ise müvekkili şirketin tazminat ödemesine hükmolunduğu nazara alındığında davacı tarafın yasal olarak başkaca bir zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davacı … idaresinin, davalı idareye davaya konu orman sahasını 49 yıllığına bedelsiz olarak tahsis ettiği, ancak alanın semt sahası kurulmasına uygun olmadığının anlaşılması üzerine davalı idarenin bu yeri kullanmayarak boş halde bıraktığı, daha sonra davalı şirketin bu sahayı kullanmaya başladığının 04.05.2001 tarihinde tutulan suç zaptı ile ortaya çıktığı, akabinde ….05.2001 tarihinde davacı idare tarafından yapılan tahsisin iptaline karar verildiği, kesinleşen … yargılaması sonucunda davalı şirketin işgal ve faydalanmadan doğan tüm tazminat bedellerini ödemeye mahkûm edildiği, bu durumda davacı … idaresinin bedelsiz olarak diğer davalı idare kullanımına bıraktığı alan için kira bedeli talep etmesinin yerinde olmadığı gibi diğer davalı şirketten de bu bedelin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
…- Davacı tarafın, davalı … Müdürlüğüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı … Müdürlüğünün, diğer davalının orman sahasını işgal etmesinde kusur ve sorumluluğunun bulunmadığının kesin delil teşkil eden …… Asliye … Mahkemesinin 2008/289 E. 2009/174 K. sayılı kesinleşmiş hükmü ile belirlenmiş olmasına göre, davalı … hakkındaki davanın reddiyle ilgili verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile bu davalı yönünden verilen hükmün ONANMASINA,
…- Davacı tarafın, davalı … İnşaat Limited Şirketine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı şirketin, davacı … idaresine ait olup diğer davalı idareye bedelsiz olarak kullanılmak üzere verilen sahanın ….073 m² lik bölümünü işgal ettiği, bu nedenle davacı … idaresi tarafından davalılar aleyhine …… Asliye … Mahkemesinde açılan 2001/171 Esas (bozmadan sonra 2008/289 Esas) sayılı davada el atmanın önlenmesi, kal ve 6831 sayılı Orman Kanununun 112 ve 114. maddeleri uyarınca tazminat isteminde bulunulduğu, yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davalı idare hakkındaki davanın reddedildiği, davalı şirket hakkındaki tazminat isteminin ise taleple bağlı kalınarak kabul edildiği, hükmün derecaattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Esasen, taraflar arasında bu konularda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı … idaresinin, orman sahasını işgal eden davalı şirketten, Orman Kanununda öngörülen tazminatlar dışında, haksız işgali nedeniyle ecrimisil tazminatı talep edip edemeyeceği, eş anlatımla Orman Kanunu uyarınca hükmedilen tazminatların, ecrimisil tazminatı istemeye engel teşkil edip etmeyeceği konusunda toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın doğru ve sağlıklı bir çözüme bağlanabilmesi için Orman Kanununun maksat ve amacı üzerinde durmak ve bilgi vermek gerekir.

Ormanların; korunmasını, geliştirmesini, işletilmesini ve yönetimini 6831 sayılı Orman Kanunu düzenlemiştir. Milli servetin bir bölümünü oluşturduğunda kuşku bulunmayan Ormanların, Devlet eliyle veya Devletin denetlemesi ve gözetimi altında tutulması kaçınılmazdır. Ormanların korunması, yaşatılması ülkenin genel ekonomik konjöktörüyle de doğrudan ilgilidir. O nedenle yasa koyucu, bu kanunla, Devlet Ormanlarına, kamu tüzel kişilerine ait Ormanlara, Özel Ormanlara ilişkin çeşitli koruyucu hükümler getirme ihtiyacını duymuştur. Özellikle kanunun “müşterek hükümler” başlığını taşıyan beşinci faslında ağaçlandırma ve imar işleri, Orman yangınlarının söndürülmesi, suçlarının kovuşturulması ve ceza yaptırımlarına yönelik hükümler konulmuştur (6831 S.K. Md. 57 ve ardından gelen maddeler).
En önemlisi; T.C. Anayasasının 169. maddesinde, “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlığı altında, “Devlet, Ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan Ormanların yerinde yenisi yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Görülüyor ki, Ormanlar, ulusun çok önemli malvarlıklarındandır. Onun korunması ve yetiştirilmesi, geliştirilmesi görevi ise Devlete Anayasal bir yükümlülük olarak verilmiştir. İşte, bunun sağlanması amacıyla 6831 sayılı Orman Kanunu, kendi bünyesinde tazminata yönelik özel hükümler getirmiştir(HGK. nun 09.02.2000 günlü ve 2000/…-52 E, 2000/88 K.).
Bu cümleden olarak; 112. maddede, bu kanunla yasaklanan; dikiliden ağaç kesilmesi dışındaki fiillerin işlenmesi nedeniyle meydana gelen zarar için, 114. maddede ise yakılan ve tahrip olunan Orman sahalarının yeniden ağaçlandırılması için yapılacak masrafın kanunda yazılı tazminattan ayrı olarak zarara neden olan faillerden alınacağı düzenlenmiştir. Şu durum karşısında, 112 ve 114. maddelerde yer alan tazminatların, Orman Kanununun amacının tahakkuku zımnında tazminat türleri olduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.
Öte yandan, ……..1950 gün ve …/… sayılı … İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “Başkasının gayrimenkulünü haksız olarak zapt edip kullanmış olan kötü niyetli kimsenin o gayrimenkulü elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereleri tazminle mükellef olup, bir zarara uğramamış olan malik veya zilyede ecrimisil adı veya başka bir ad altında herhangi bir tazminat vermekle mükellef olmadığı” sonucuna varılmıştır.
Nihayet ……..1958 gün ve …/… sayılı … İçtihadı Birleştirme Kararı ile de ecrimisil, tazminat olarak nitelendirilmiştir. Bu kararın gerekçesinde ecrimisil davalarının Türk Kanunu Medenisi’nin 908. maddesine (TMK m.995) dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir.
Şu durumda ecrimisil (diğer bir deyişle işgal tazminatı); hak sahibi zilyedin kötüniteyli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğu zarardır.
Bu açıklamalar ışığı altında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; orman suçlarının işlenmesi halinde Orman Kanununun 112 ve 114. maddeleri uyarınca hükmedilecek tazminatların, salt taşınmazın işgali nedeniyle talep edilebilecek olan ecrimisil tazminatının istenilmesine engel teşkil etmeyeceği, diğer bir anlatımla Devlet Ormanlarını korumakla görevli olan davacı … idaresinin, orman sahalarını hukuki bir dayanağı olmadan kendi malı gibi kullanan ve dolayısıyla ekonomik yarar sağlayan kişi veya kuruluşlardan hem ecrimisil tazminatını, hem de Orman Kanununda düzenlenmiş olan tazminatları talep edebileceği açıktır.

O halde mahkemece; orman sahasını işgal eden davalı şirketin ödemekle yükümlü olduğu ecrimisil tazminatının bilirkişi eliyle belirlenmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle tarafların yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.