Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/22174 E. 2012/24768 K. 03.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22174
KARAR NO : 2012/24768
KARAR TARİHİ : 03.12.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/578 E.-2011/444 K.sayılı ilamı ile hükmedilen 2400,65 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için ihtiyati haciz kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.İhtiyati haciz isteyen vekili, 2400,65.-TL vekalet ücreti alacağına ilişkin ilama istinaden ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.Mahkemece, talep konusu kararın kesinleşmediği, ilama dayalı alacak için ilamlı takip yapılabileceği belirtilerek ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK’un 367’inci maddesinde mahkeme kararlarının kural olarak kesinleşmeden icra edilebileceği belirtildikten sonra bu kuralın istisnaları da açıkça düzenlenmiştir. İhtiyati haciz istemine dayanak ilâm para alacağına ilişkin olup, icrası için hükmün kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. Ayrıca İİK’nun 259,II hükmünde ilama dayalı ihtiyati haciz taleplerinde teminat dahi aranmayacağı belirtilerek ilama dayalı alacaklara bu konuda ayrıcalık tanınmıştır. Bu şekilde ilama dayalı alacaklar için ihtiyati haciz talep edilebileceği açıkça kanunda düzenlenmiştir.Öte yandan ihtiyati haciz müessesi, medenî usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi bir geçici hukuki koruma önlemidir. Türk hukuku açısından etkin hukukî himayenin sağlanmasının hukuk devletinin bir gereği ve dolayısıyla Anayasa’nın bir emri olduğunu kabul etmek gerekir. Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin kanun koyucuya, bireylere etkin hukukî himaye sağlama ödevini vermiş olduğundan şüphe etmemek gerekir. İhtiyati haciz açısından soruna bakıldığında takip borçlusu, mallarını kaçırarak haksız çıkacağını tahmin ettiği bir takibin sonuçlarından kurtulabilir. İşte buna engel olmak, elde edilen hakkın aynen gerçekleştirilmesini sağlamak hukuk düzeninin görevidir. Bu nedenle geçici hukukî koruma önlemleri toplumsal barışın sağlanması açısından da önem taşımaktadır. Somut olay bakımından alacağı ilama dayalı alacaklının ilamlı takip süreci içerisinde kesin haciz koydurma imkânına kavuşması için icra emrinde yazılı olan sürenin geçmesi gerekir (İİK m.37). Bu süre geçmeden icra müdürü tarafından borçlunun mallarına kesin haciz konulamaz. Dolayısıyla alacağı ilama dayalı alacaklının henüz kesin haciz isteme yetkisinin bulunmadığı bir aşamada ihtiyati haciz ile alacağının güvence altına alınmasını talep etmesinde hukukî yararı mevcuttur. Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar vermek gerekirken, kanuna uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.