Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/22038 E. 2012/25669 K. 12.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22038
KARAR NO : 2012/25669
KARAR TARİHİ : 12.12.2012

MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ

Dava ve ıslah dilekçesinde toplam 12.672 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davacının davalılardan yüklenici satıcı firma … Termal Turizm İnşaat San.Tic.Ltd.Şti ile 10.10.2008 tarihinde devre mülk sözleşmesi imzalandığını, davalı her iki şirket arasında organik bağ olduğunu, sözleşme gereğince davalı şirketin diğer davalı şirkete ait taşınmaz üzerine inşa edeceği taşınmazlardan bir bölümüne yönelik devre mülk vaadinde bulunduğunu, sözleşme gereğince 11.642 TL ödeme yaptığını, ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini, söz konusu yere ait inşaat ve imar ruhsatının iptal edildiğini belirterek, müvekkili tarafından devre mülk sözleşmesi sonucu ödenen 11.642 TL’nin, taksitlerin ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, 30.05.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 12.672 TL üzerinden ıslah etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşme gereğince davacı tarafın davalıya ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini isteme hakkı bulunduğu, ve “…davalılardan … Termal sözleşmenin tarafı olup, diğer davalı … Termal Turizm Ltd. Şti. ise sözleşmeye konu taşınmazın hissedarı konumunda bulundukları görülmektedir. Ayrıca, her iki şirketin ortaklarının, şirket adreslerinin ve şirket müdürünün aynı olup, her iki şirketin birlikte ve işbirliği yaparak hareket ettikleri, dolayısıyla davalı tarafın yapmış olduğu ödemeden dolayı her iki şirketin de birlikte sorumluluğunun olduğu, şirketlerin birlikte fikir ve işbirliği halinde hareket ettikleri, bu nedenle ‘Perdeyi Kaldırma Teorisi’ kapsamında meydana gelen davacı zararının birlikte sorumlu oldukları kabul edilmiştir.” gerekçesi ile davanın her iki davalı yönünden de kabulü ile davacının davalı tarafa ödediği belirlenen toplam 12.672 TL ‘nin, taksitlerin ödenme tarihlerinden itibaren, 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı kanunla değişik 2/2 bendi gereğince reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olayda; davacı ile davalı … Termal Turizm arasında imzalanan sözleşme ile 3 Ağustos-17 Ağustos tarihlerini kapsayan dönem için devre mülk sözleşmesi imzalandığı, bu nedenle, davacının Yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Bozma nedenine göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.