YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/21970
KARAR NO : 2012/26282
KARAR TARİHİ : 20.12.2012
MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davalı ile 03.11.2009 tarihinde evlendiklerini, 12.07.2010 doğumlu müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının aile birliğinin gerektirdiği görevlerini yapmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını bu nedenle kendisi ve müşterek çocuk için ayrı ayrı 600 TL tedbir nafakası talep etmiştir.Davalı davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabule ile davacı için 400 TL, müşterek çocuk için 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Türk Medeni Kanunun 197/2.maddesine göre, birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerini yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Aynı kanunun 186/3.maddesinde ise, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar.Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, eşlerden birinin diğerine yapacağı katkı, birliğin giderleri ile sınırlıdır. Hakim nafaka takdirinde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını araştırmalı, birliğin giderlerini tespit etmeli ve günün ekonomik koşullarını gözeterek, nafakanın miktarını, davalı kocanın geliri ile orantılı olmak kaydıyla, birlikte yaşadıkları zamanda eşine sağladığı geçim şartlarını ayrı yaşama halinde de sağlayacak oranda ve hakkaniyete uygun olacak şekilde takdir etmelidir. Somut olayda davalının zabıtaca yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasında asgari ücretle çalıştığı belirtilmiştir. Her ne kadar davacı davalının asgari ücret üzerinde gelir elde ettiğini iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda davacı kadın için hükmedilen tedbir nafakası yüksektir.Mahkemece, davacı kadının geçimi için gerekli, davalının ödemede mali durumunu zorlamayacak, geliri ile orantılı olacak şekilde Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkeside nazara alınarak daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.