YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/21909
KARAR NO : 2012/26283
KARAR TARİHİ : 20.12.2012
MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; davacının boşanma davası açtığı, davalı kocanın da karşı dava ile boşanma davası açtığı, her iki davanın redle sonuçlanmasına rağmen ayrı yaşamın devam ettiği ileri sürülerek işi ve geliri bulunmayan davacı lehine tedbir nafakası istenilmiş; mahkemece, davalı tarafın ayrı yaşamada haklılığı ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TMK’nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı Yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Somut olayda, toplanan delillerden, tarafların davalının anne ve babasıyla birlikte yaşadıkları, davalının davacıyla ilgilenmediği, internete takıldığı, boşanma davasının reddedilmesinden sonra tarafların biraraya gelmedikleri,davalının birlikte yaşamı tesis etmek için herhangi bir girişiminin olmadığı, gerçekleşen bu olgular karşısında, davalının davacıyla birlikte yaşamaktan kaçındığı, müşterek bağımsız bir konut seçimine yanaşmadığı, bu durumda davacının ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklı olduğu kanıtlandığından Türk Medeni Kanununun 197.maddesi gereğince davacı lehine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.