Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/21484 E. 2012/25097 K. 05.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/21484
KARAR NO : 2012/25097
KARAR TARİHİ : 05.12.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde toplam 44.299,90 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı babasının malik olduğu taşınmaz üzerindeki 4 katlı binanın 2.katında oturduğunu, davalının müvekkili davacı aleyhine el atmanın önlenmesi davası açtığını, müvekkili davacının evlendiğinden bu yana bu dairede oturduğunu, dairenin kapılarını, pencerelerini değiştirdiğini, tüm duvarları kazıtarak saten boya yaptırdığını, davalının bunlara rıza gösterdiğini, müvekkili davacının,davalının isteği üzerine tüm binanın dış cephesinin tadilatını yaptırdığını, binanı üst katındaki terası esaslı şekilde yeniden düzenlettirdiğini, yer döşemelerini yaptırdığını, belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davalının bilgi ve rızası ile yapılan esaslı tadilat değeri olan 8.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 24.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 44.299,20 TL üzerinden ıslah etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde, davacının iddia ettiği şekilde tadilat yapmadığını, aleyhine el atmanın önlenmesi davası açılınca bu yola başvurduğunu, davacının tadilat yaptığı düşünülse bile iyiniyetli olamayacağını, çünkü taşınmazın davalıya ait olduğunu bildiğini, davacının bugüne kadar taşınmazdan hiçbir ücret ödemeden yararlandığını, kendisinden ecrimisil alacakları olduğunu, dolayısıyla davacının yaptığını iddia ettiği tadilat nedeniyle bir alacağı olduğu düşünülse bile davacının davalıya ecrimisil borcu olduğundan, bu alacaklarına karşılık talep edilen tazminatı takas etmeyi talep ettiklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; “Dava, davacı altsoyun davalı üstsoyun rızası dahilinde taşınmazı kullanmasına rıza gösterilmiş olup hukuki tavsif olarak iyiniyetli zilyedin taşınmaz üzerinde yapmış olduğu harcamaların iadesine ilişkindir, öncelikle iyiniyetli zilyet lüks masraflar dışındaki zorunlu ve faydalı kalemlerin değerini isteyebileceği gibi, söküp alabileceği lüks eşyaları da alıp götürebilecektir. Bu husus TMK 994.madde ve devamında düzenlenmiştir.Bu hükümden hareketle mahkememizce keşif icra edilerek taşınmaza davacı yanca yapılan zorunlu ve faydalı inşaat bedelleri tespit edilmiş, bu değerlerden davacının söküp götüreceği bedeller düşülmesi sonucunda 44.229,90.-TL davacının inşaat için yaptığı harcamaları tahsil edebileceği tespit edilmiştir. Davacı davasını 8000.-TL üzerinden ikame etmiş akabinde bilirkişi raporundan sonra ise ıslah ederek 44.229,90.-TL olarak müddeabih değerini yükseltmiştir. Islah üzerine davalı yan ise zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür. Dava da uygulanması gereken zamanaşımı hükümleri ise sebepsiz zenginleşme zamanaşımı hükümleri olup, 1-10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yasa hükmünde yer alan zamanaşımı hükümleri ise … Asliye Hukuk Mahkemesinden 17.03.2010 tarihinde verilen el atmanın önlenmesine dair karardan itibaren başlayacak olup, davacının zilyetliğine son verildiği tarih mahkememize 17.03.2010 tarihi kabul edilmiş ve buna göre davacının dava dilekçesinde belirttiği 8000.-TL yönünden davasının kabul edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Diğer taraftan ise fazlaya yönelik kısmın ise ıslah tarihi olan 24.04.2012 itibariyle zamanaşımına uğradığı dikkate alınarak bu kısım yönünden davanın reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 8.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 36.299,90 TL’nin zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan taraflar arasındaki … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/5 esas 2010/51 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinden; davacının …, davalının … olduğu, 17.03.2010 tarihli karar ile davanın kabulü ile 1784 parselde kayıtlı olan 14. numaralı apartmanın 2. katına davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.10.2010 tarihli ilamı ile onanmasına karar verildiği, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 26.05.2011 tarihli ilamı ile davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliği, dava ve taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının karar tarihi olan 17.03.2010 tarihi itibariyle halen devam etmektedir. Zamanaşımı ancak zilyetliğin son bulduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.Kaldı ki; taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davası yukarıda da belirtildiği üzere, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 26.05.2011 tarihli ilamı ile kesinleşmiştir.
Hal böyle olunca; somut olayda, taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının kesinleşme tarihi dikkate alındığında, davacının davasını ıslah tarihi olan 24.04.2012 tarihi itibariyle, henüz zamanaşımı süresi dolmamıştır.Buna göre; mahkemece, işin esasına girilerek, oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, ıslah edilen miktar yönünden yazılı şekilde zamanaşımı gerçekleştiği gerekçesi ile red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.