Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/20778 E. 2012/25348 K. 10.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/20778
KARAR NO : 2012/25348
KARAR TARİHİ : 10.12.2012

MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının reşit olduğunu, üniversiteye hazırlandığını, davalı babasının gelir düzeyinin iyi olduğunu belirterek, 500 TL yardım nafakası takdir edilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacının çalıştığını, kendisinin ekonomik durumunun iyi olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK. 364.maddesinde; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür” düzenlemesi ve HMK.26.maddesinde; “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda; davalı, babasından yardım nafakası talep eden davacı oğulun 05.06.2012 tarihli duruşmada; “…şu anda bir işe girdim, ancak dava açtığımızda okuyordum. İşsizdim bu nedenle, yardım nafakası davasını açtık. 08 Mayıs 2012 tarihinde işe girdim. Bu nedenle bu aradaki mesafe açısından avukatımın beyanlarına katılıyorum. Bu süre için yardım nafakası talebinde bulundum…” dediği anlaşılmaktadır.Mahkemece; “davanın kısmi kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 200 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm oluşturularak, açıkça işe girdiği tarihe kadar yardım nafakası istediğini beyan eden davacının talebinin aşılarak, HMK. 26.maddesine aykırı hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ayrıca, gerekçe bölümünde “…davacı asilin ve davacı vekilinin duruşmalarda müvekkilinin çalışmaya başladığını beyan etmesi üzerine, sözkonusu nafakanın karar kesinleştikten sonra devamı uygun görülmemiş…” ifadesine yer verildiği halde, hüküm fıkrasında yardım nafakasının hangi tarihe kadar devam edeceğinin belirlenmemesi, çelişki oluşturduğundan isabetli bulunmamıştır.Mahkemece; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.