YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/20405
KARAR NO : 2012/24998
KARAR TARİHİ : 04.12.2012
MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 4.404 TL’lik takibe vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, 4404 TL.’lik takibe vaki itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Davalı taraf yargılama sırasında mahkemenin yetkisine itiraz etmemiş, ancak; icra dairesine yaptığı itirazda, icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuştur.Uyuşmazlık, somut olayda, itirazın iptali davasını gören ve kendi yetkisine itiraz edilmemiş olan yerel mahkemenin, öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyip, inceleyemeyeceği; böyle bir inceleme yapmasının usul hukuku çerçevesinde mümkün olması halinde ise, ne tür bir karar vermesi gerektiği noktasındadır. Yargıtay’ın kararlık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir.Başka bir ifade ile, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun ya da olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır. ( HGK. 28.3.2001 gün ve 2001/19267-311 sayılı kararı ) Kaldı ki; itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı da incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995,6. Bası, sayfa 101-102 ) Öte yandan, bir itirazın iptali davasının görülebilmesi, usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra Dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itiraz usulünce incelenerek sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır.
Öyle ise mahkemece, somut olayda, icra dairesinin yetkisine itirazın bulunması karşısında, öncelikle bu itirazın incelenerek sonuçlandırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.