Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/20269 E. 2012/25157 K. 06.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/20269
KARAR NO : 2012/25157
KARAR TARİHİ : 06.12.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 41.000,00 TL alacak için itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; müvekkilinin davalıya 24.08.2004 tarihli 45.000,00 TL. bedelli hamiline bir adet çek verdiğini, ancak çekin günü geldiğinde maddi imkansızlıklar nedeniyle çeki ödeyemeyeceğini davalıya bildirip çekin arkasını yazdırmamasını kendisine çek bedelinin kısım kısım ödeneceğini bildirdiğini, davalınında müvekkilinin bu talebini kabul ettiğini, müvekkilinin çeki elinde bulunduran davalıya peyder pey ödeme yaparak en son dekontta açıklamaya göre çekin müşteriden alınmasını bankaya bildirmesine rağmen, çekin bankaya teslim edilmemiş olduğunu ve davalı tarafından arkadaşı … aracılığı ile 21.10.2004 tarihinde icraya koydurduğunu, müvekklilinin karşılıksız çek düzenlemekten dolayı ceza aldığını, bunun üzerine dava dışı … vekiline 110.000,00.TL. Ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin ödediği çeki bir daha ödemesi sonucu çek hamili davalının sebepsiz zenginleştiğini, bu sebeple davalı hakkında icra takibi yaptıklarını, ancak borçlu vekili tarafından takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin ödemiş olduğu 41.000,00.TL.nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili için itirazının iptali, inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; yapılan ödemelerin başka ticari alışverişe ilişkin olduğunu, çekin arkasının 31.04.2004 tarihinde yazdırılmış olduğunu, bir yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, niza konusu çek nedeniyle davalı hakkında … 2.İcra Müdürlüğünün 2004/3415 esas sayılı takip dosyasında takip borçlusu olan dosyamız davacısı …’a ödeme emrinin 02.11.2004 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş olduğu ve tebliğ tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin başlamış olduğunun kabulü ile dava tarihine (01.10.2010) kadar bir yıllık zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.BK.’nun 66.maddesi “Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sâkıt olur” hükmüne amirdir. Bu düzenlemeye göre sebepsiz zenginleşme nedeniyle zamanaşımı 1 yıl ve 10 yıldır. Bir yıllık zamanaşımı zarar görenin verdiğini istirdada hakkı olduğunu öğrenmesi ile başlar.Belirtildiği gibi, yasanın, zamanaşımı süresinin başlaması için alacaklının belli olguları öğrenmiş olması koşulunu aradığı hallerden biri, haksız iktisaptan kaynaklanan tazminat borcudur.
Buna ilişkin bir ve on yıllık zamanaşımı sürelerini öngören B.K.nun 66. maddesinde, bir yıllık zamanaşımı süresinin, zarar görenin, zararın varlığını ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla, haksız zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarında, alacaklı zararın varlığını ve zarar vereni bilmediği sürece, zamanaşımı süresi başlamayacaktır.Somut olay yönünden önem taşıyan yön, alacaklının zararın varlığını öğrenmesi koşuludur.Açıktır ki, zararın varlığını öğrenme koşulu, öncelikle zararın gerçekleşmiş olmasını gerektirir. Henüz gerçekleşmemiş bir zararın, herkes gibi, o zararın tazminini isteyebilecek olan alacaklı (zarar gören) tarafından da öğrenilmesi mümkün değildir.Ayrıca, zamanaşımı icra takibi ile kesilir (BK.md.133/2). Kaldı ki genel hükümlere göre de zamanaşımı borcun muaccel olması ile başlar (BK.md.128).Somut olayda, davacı davalıya 24.8.2004 tarihinde çek vermiş, çek bedelini aynı yıl parça parça ödemiş ise de, ödenmiş çekin dava dışı üçüncü kişiye verilerek yeniden bankaya ibrazı nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesinde karşılıksız çek vermekten mahkum olması nedeniyle temmuz 2009 yılında yeniden ödemesinden dolayı sebepsiz zenginleştiğini iddia ettiği davalı hakkında 2.4.2010 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Üçüncü kişinin başlattığı takip nedeniyle ödeme emrinin 02.11.2004 tarihinde davacıya tebliğ tarihinde henüz üçüncü kişiye ödeme yapmadığından (davacının fakirleşmesi ve davalının zenginleşmesi gerçekleşmediğinden) verdiğini almaya hakkı olduğu ve bunu bildiği söylenemez. Davacı mükerrer ödemeyi yaptığında ilk ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleşme iddiası ile talep hakkı doğmuş ve zamanaşımı başlamıştır.O halde yanılgılı gerekçe ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla 6100 Sayılı HMK.un geçici 3.maddesinde düzenlenen “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2.maddesi uyarınca Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü gereğince yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.