Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/20189 E. 2012/25217 K. 06.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/20189
KARAR NO : 2012/25217
KARAR TARİHİ : 06.12.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 30.000 Euro’nun 24.11.2010 tarihinden işletilecek yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında 01.04.2006 tarihinde yapılan harici satış sözleşmesi ile davalı tarafından davacılara biçerdöver satıldığı, buna karşılık 30.000 Euro’nun davacı tarafından davalılara ödendiği, davalının borcu nedeniyle biçerdöverin 24.11.2010 tarihinde icra dosyasında haczedilerek, dava dışı 3.şahsa teslim edildiği belirtilerek, “30.000 Euro’nun 24.11.2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte” davalıdan tahsili talep edilmiştir.Davalı vekili cevabında; zamanaşımı gerçekleştiğini ileri sürmüş, davacıların sözleşme hükümlerine uymadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle sebepsiz iktisap kurallarına göre birbirlerine iade ile yükümlü oldukları gerekçe gösterilerek; “30.000 Euro’nun davalıdan tahsili ile alacağa 24.11.2010 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının Euro’yla açılmış, bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına” hükmedilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Taraflar arasındaki biçerdöver satışına ilişkin 01.04.2006 tarihli sözleşmeye göre; satış bedeli 30.000 Euro olup, bedele ilişkin senetlerin ödenmesinden sonra resmi olarakda aracın alıcılara devredileceği” kararlaştırılmıştır.BK.nun 83.maddesine göre; “mevzuu para olan borç memleket parası ile ödenir” hükmü yeralmakta ise de; bu madde 14.11.1990 günlü, 3678 sayılı yasa ile değişikliğe uğramış olup, “yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir” hükmü getirilmiştir.Bu durum karşısında, mahkemece; 30.000 Euronun fiili ödeme tarihindeki T.C.Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığına hükmedilmesi gerekirken, 30.000 Euro’nun tahsiline hükmedilmesi doğru değildir.
Bundan ayrı olarak; davalı, davacı tarafından biçerdöver bedelinin tahsili için hakkında girişilen 2010/6288 E.sayılı takipte ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği, 05.01.2011 tarihinde temerrüde düştüğü halde, mahkemece; biçerdöverin zaptedildiği tarih olan 24.11.2010 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.