Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/19983 E. 2012/25146 K. 06.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/19983
KARAR NO : 2012/25146
KARAR TARİHİ : 06.12.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya müdahalenin önlenmesi, 1692 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; … ilçesi … köyü 263 parselin müvekkilinin murisi … adına kayıtlı olup, müvekkilinin bu taşınmaz içerisinde bulunan yaklaşık 100 adet zeytinini … köyüne ait su havuzundan suladığını, … , … ve müvekkilinin eşi olan … kendi bahçelerine su almak için ortak bir havuz yaptırdıklarını, müvekkilinin de köy havuzundan ve üç kişinin yaptırdığı su havuzuna oradanda kendi bahçesine su götürmek için boru döşemiş ise de boru hattının bulunduğu yerde 262 parseli kullanan davalıların müvekkilinin parseline su götürmek için boru döşemesine engel olduklarını, davalıların bu müdahalesi nedeni ile müvekkilinin zeytin ağaçları yaz döneminde susuz kaldığını ve zarar gördüğünü, bu zararın tespiti için Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/134 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını tespit sonucunda bilirkişilerin 1.692 TL zarar tespit ettiğini bu nedenlerle davalıların müvekkilinin zeytin bahçesine köy havuzundan gelen suya müdahalelerinin men’ine, 1692 TL zararın tespit tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar duruşmada; herhangi bir zararı olmadığını, aralarındaki, engel olmadıklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, “dava konusu suyun genel su olduğu anlaşılmakla genel sularda öncelik hakkı ihlal edilmemek koşuluyla herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabileceği” gerekçesiyle davanın kabülüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Bir davada maddi olayları izah taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir (HUMK.md.76-HMK.md.
Somut olayda uyuşmazlık su kaynağında olmayıp, davacının davalılar murisi adına tapulu taşınmazdan kendisine ait taşınmaza su taşımak üzere (su yoluna ait) boru geçirmek istemesinden kaynaklanmaktadır. O nedenle burada su yolu geçirme hakkının (mecra hakkının) incelenmesi gerekmektedir.Mülkiyetle ilgili hükümler bölümünde taşınmaz mülkiyetini kısıtlayan sebepler arasında 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 727. maddesinde “mecralar”, 747. maddesinde “komşu hakkı”, 747. maddesinde ise “geçit hakkı” düzenlenmiştir. Mecra hakkı anlaşarak, ya da dava yoluyla kurulabilir. Davacı anlaşmaya davalı mecra hakkından bahsetmiş ise de, tapu kütüğüne kayıtlı bir hakkı bulunmamaktadır. Dava sırasında rızai taksim sözleşmesi sunulmakla geçerliği inclenerek tartışılmamıştır.Mahkemece uyuşmazlığın mecra hakkı hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken, yanılgılı yorumlanması usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Bu itibarla 6100 Sayılı HMK.un geçici 3.maddesinde düzenlenen “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2.maddesi uyarınca Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü gereğince yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.