Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/19445 E. 2012/25152 K. 06.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/19445
KARAR NO : 2012/25152
KARAR TARİHİ : 06.12.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya dayalı hak saklı tutularak 8.000,00 TL (ıslahen 43.832,31 TL alacak ve 41.366,01 TL faizin) masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; davalı …’in 10.04.1988 tarihinde vefat eden eşi …’in vefatı nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumundan 21.144.620.1 emekli sicil numarası ile 01.05.1988 tarihinden itibaren dul aylığı almakta iken 05.08.1988 tarihinde yeniden evlendiği tesbit edilmiş olmakla, kurum zararı olan 43.832,31 TL.olmak üzere şimdilik 8.000 TL nin her bir aylığın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 15.07.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ilede bilirkişi tarafından tesbit edilen faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıylya ana para için 43.832,31 TL. ve dava tarihine kadar işleyen faiz 41.366,01 TL olmak üzere toplam:85.198,32 TL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; ölen eşinden dul maaşı aldığı tarihte ikinci eşi ile evli bulunduğunun davacı kurum kayıtları ile de sabit olduğunu, bilindiği halde kurum tarafından dul aylığının bağlandığını, ortada herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep savunmuştur.
Mahkemece, davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.BK.101.maddesi gereğince “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur” denilmektedir. Zenginleşen ister iyiniyetli, ister kötüniyetli olsun, kendisinden iade talep edilmeden önce temerrüde düşmüş sayılması olanaklı değildir. Sebepsiz zenginleşmede gecikme faizi yürümesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.O halde, iade borcu para borcu şeklindeyse iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir.
Ayrıca, dava konusu talebi oluşturan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davalarında zamanaşımı BK.nun 66. maddesi uyarınca 1 ve 10 yıldır.Zamanaşımı bir def’i olup, her zaman ileri sürülebilir. Ancak cevap süresi içinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def’i savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşılaşabilir.Davalı süresinde zamanaşımı def’inde bulunmamış ise de, bilirkişi raporuna itirazında borcun zamanaşımına uğradığı ve temerrüden gerçekleşmediği itirazında bulunmuş, davacı vekili savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğini ileri sürmemiştir.
Mahkemece, temerrüt ve zamananaşamı def’i ile ilgili olarak herhangi bir irdeleme ve araştırma yapılmadan, hüküm yerinde tartışılmadan, sonuca gidilmesi ve davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla 6100 sayılı HMK.nun geçici 3.maddesinde düzenlenen “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2.maddesi uyarınca Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü gereğince yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.