Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/18643 E. 2012/21060 K. 09.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/18643
KARAR NO : 2012/21060
KARAR TARİHİ : 09.10.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 7.230 TL asıl alacağın faizi ile tahsili için itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 6.000 TL için itirazın iptali cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının meyve, sebze komisyonculuğu yaptığını, davalının meyve ve sebze getirmesi karşılığında davalıya 6.000 TL avans verdiğini, davalının aldığı para karşılığında meyve ve sebze getirmediğini ve parayı da iade etmediğini belirterek 7,230 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, davacıdan alınan bedel karşılığında davacıya meyve ve sebze teslimatı yaptığını beyan etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6,000 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Davalının ibraz ettiği sevk irsaliyelerinin Vergi Usul Kanununa uygun düzenlenmediği için davalı yönünden delil teşkil etmeyeceği bilirkişi raporu ile belirtilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davalının davacıdan 6.000 TL para aldığını, karşılığında mal teslim ettiğini beyan etmek suretiyle aralarındaki hukuki ilişkiyi kabul ettiğine göre, ispat yükü davalı tarafta bulunmaktadır.Davalının yemin deliline dayandığı anlaşıldığından, mahkemece; HMK’nun 225 (HUMK’nun 337.) vd.maddeleri gereğince, davalıya davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Ayrıca, kabule göre; davalının davayı avukat ile takip etmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09/10/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.