Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/15592 E. 2012/24906 K. 04.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15592
KARAR NO : 2012/24906
KARAR TARİHİ : 04.12.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 20.655,70 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vek.Av. … geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı ve vekili gelmedi. Gelen davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 04.12.2012 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya ait binanın çatısının 26/09/2008 tarihinde rüzgarın etkisi ile uçması sonucunda park halinde bulunan davacıya ait 3 araca zarar verdiğini belirterek, toplam hasar bedeli olan 20.655,70 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, olay tarihinde şiddetli fırtına çıktığını, çatıların uçtuğunu, mücbir sebep olduğunu ve davanın zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Dava konusu olayın 26/09/2008 tarihinde meydana gelmesine rağmen, davacının 15/03/2010 tarihinde davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Ancak, davalı vekili dava dilekçesini 26/03/2010 tarihinde tebliğ etmiş, süresinden sonra (HUMK mad.195.- HMK.mad.126.-127) 07/10/2010 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacı vekili de aynı celsede zamanaşımı def’ine karşı çıkmıştır.HUMK’nun 187.maddesi (HMK.’nun 116 ve 130.maddeleri) gereğince zamanaşımı savunması ilk itirazlardan olmamasına karşın, onun her zaman ileri sürebileceği anlamına gelmez. İlk itirazlar, kanunda gösterilen süreden sonra ileri sürülemez.
Davalının yasal süreden sonra esasa cevap verdiği dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunması HUMK’nun 202.maddesi (HMK.’nun 141.maddesi) gereğince savunmanın genişletilmesi olarak kabul edilir. Karşı tarafın (davacının) muvafakati olmadıkça davalı savunmasını genişletemez.Bu durumda, davacı vekilinin davalı tarafın süresinden sonra ileri sürdüğü zamanaşımı savunmasına aynı celsede (hemen) karşı çıktığına göre, mahkemece bu savunmaya itibar edilerek davanın zamanaşımından dolayı reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Mahkemece, davanın esasına girilerek taraflardan delilleri sorularak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.