YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1332
KARAR NO : 2012/5282
KARAR TARİHİ : 29.02.2012
MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacılardan … ile davalının 1999 yılında boşandıklarını, … 1.Aile Mahkemesinin 2006/88 E. ve 2006/252 K. sayılı ilamında ise davacı … lehine 120 TL yoksulluk ve diğer davacı … lehine ise 110 TL nafakaya hükmedildiğini, davacı … lehine hükmedilen nafakanın 500 TL’ye davacı … lehine hükmedilen nafakanın 400 TL’ye artırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davacı …’nin gelir ve giderlerine göre yoksulluk halinin devam ettiği, davacı …’in ise eğitiminin halen devam ettiği çalışma durumunun bulunmadığından bahisle, davacı … için yoksulluk nafakasının 250 TL’ye,… için nafakanın 220 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafında temyiz edilmiştir.TMK’nun 175.maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında gözönünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklarının ihtiyaçlarını karşılayacak nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafaka artırılmalıdır.Dosyadaki delillere ve kurulan hükme göre davacı … yönünden nafakanın artırılmasına ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik yoktur, bu yönden hükmün onanması gerekmiştir.Davacı … yönünden ise; somut olayda, davacının iş buldukça evlere temizliğe gittiği, ortalama aylık 500 TL gelirinin olduğu, bunun yanında babasının ölümüyle aylık 245,38 TL SSK’dan maaş aldığı, kirada oturduğu, aylık 250 TL kira ödediği, davalının ise aylık 1300 TL maaş aldığı, bunun yanında 600 – 650 TL civarında döner sermaye aldığı, kirada oturduğu ve aylık 250 TL kira ödediği tespit edilmiştir.Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Mahkemece, endekse göre uygun bir miktarda nafaka artışına karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.