Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/11789 E. 2012/16355 K. 28.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11789
KARAR NO : 2012/16355
KARAR TARİHİ : 28.06.2012

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.804,25 TL’lik alacağa vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı…-…-…-…-… İnşaat … Girişimi’nin yaptığı kazılar sonucunda müvekkili şirkete ait kablolara zarar verdiğini, 1804,25 TL’lik zararın tahsili için davalı … Girişim’e icra takibi yaptıklarını beyan ederek davalının takibe itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, … Merkezi-…-…-…Girişimi vekili cevap dilekçesinde; davalı Ortak Girişim’in konsorsiyum niteliğinde adi ortaklık olduğunu, adi ortaklıkların taraf ve dava ehliyetleri olmadığından takibin ve davanın adi ortaklığı oluşturan her bir şirket aleyhine yöneltilmesi gerektiğini beyan ederek davanın husumetten reddini savunmuştur.
Mahkemece; husumetin yanlış yöneltilmediği temsilcide hata yapıldığı gerekçesiyle husumet itirazı reddedilerek, davanın 2.450,77 TL’lik kısmının kabulü yönünda hüküm tesis edilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/6158 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; 25.04.2008 tarihli 2.453,95 TL’lik ilamsız takibin davacı A… tarafından davalı … Merk.-…-…-…-… İnş. Ortak Girişimi’ne yönelik yapıldığı anlaşılmaktadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.2003 tarih 2003/574E-564 Karar sayılı ilamında; adi ortaklık şeklinde kurulan ortak girişimlerin tüzelkişiliği olmaması nedeniyle taraf ehliyetlerinin olmadığı, ancak ödeme emrinde ortak girişim gösterilerek tek ödeme emri çıkarılmışsa da; ortak girişimi oluşturan her şirket tarafından tayin edilen vekilin vekaletnamesini verip itirazda bulunması halinde taraf teşkilinin sağlanmış olacağı hususu vurgulanmıştır.Somut olayda borca itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde, … Merkezi-…-…-…-… İnşaat Ortak Girişimi vekili olduğunu yazmıştır. Ancak itiraz dilekçesinin ekindeki vekaletnamede … İnşaat Şirketi tarafından vekile verilen geçerli bir vekaletname bulunmamaktadır. … hukukumuzdaki adi ortaklığa benzemekte olup iki veya daha fazla işletmenin, belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklıktır. Tüzel kişilikleri olmadığından taraf ehliyetleri de bulunmamaktadır. Ortaklar, ortaklık borçlarından alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm mal varlıklarıyla sorumludurlar.Belirtmek gerekir ki, taraflar arasındaki Joint Venture anlaşması mahiyeti itibariyle yürürlükteki mevzuatımıza göre Borçlar Kanununda düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi mahiyetinde olup, bu tür ortaklık ilişkilerinde ortaklar arasında çıkan uyuşmazlıklarda öncelikle sözleşme hükümleri, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde de, BK.nun 520. vd. maddeleri uygulanmak suretiyle uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması gerekir. Ortaklığın tek başına temsile yetkili olan idarece ortağın ortaklık işlerinin yürütülmesi ve borçlarının ödenmesi konusunda ortak hesaptan para çekme ve bu yolda vekaletname verme yetkisinin olmayacağının ve varsa bir alacağın bunun tasfiyede nazara alınması gerektiğinin kabulü, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve yasa kapsamına açıkça aykırılık teşkil eder. (H.G.K. 08.10.2003 gün-12-574.-564 K.)
Belen İnşaat Şirketi tarafından takibe yapılmış bir itiraz söz konusu değildir.Mahkemece, söz konusu durum değerlendirilerek takipte ve davada Belen İnşaat şirketi yönünden taraf teşkili sağlanmadığı gözetilmek suretiyle, eksikliğin üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.