Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/11318 E. 2012/16178 K. 27.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11318
KARAR NO : 2012/16178
KARAR TARİHİ : 27.06.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 61.215 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların ortak murisinin malik olduğu evde çıkan yangın davacının maliki olduğu eve de sirayet ettiğinden, yangın sonucu uğradığı zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep ve dava etmiştir.Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile tespit edilen toplam 62.758 TL’lik zararın 61.215 TL’sinin olay tarihi olan 11.02.2011 tarihinden itibaren, 601 TL’sinin ıslah tarihi olan 26.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar Kamile ve Hasan tarafından temyiz edilmiştir.HUMK 83 ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup, iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının da bir istisnasıdır.HUMK. nun 87. maddesinin “Müddei ıslah suretiyle müddeabbihi tezyit edemez.” şeklindeki son cümlesi, Anayasa Mahkemesi’nin 07.11.2001 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 20.07.1999 tarihli kararıyla iptal edilmiş ve böylece, davada istem sonucunun kısmî ıslah yoluyla artırılması usulen olanaklı hale gelmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, mevcut (Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonraki) yasal durum itibariyle, kısmi davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olan davacının, dilerse, ek dava açmak yerine, saklı tuttuğu alacak bölümü için o (kısmi) dava içerisinde ıslah yoluyla talepte bulunabilmesi mümkündür.Ne var ki görülmekte olan davanın 03.03.2011 havale tarihli dilekçesinde, “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmamış olduğu” çekişmesizdir. Davacı, 03.03.2011 tarihli dilekçe ile açtığı ilk davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından sonradan (26.09.2011 tarihinde) verilen tazminata ilişkin kısmi ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarlara hükmedilemez. Mahkemece bu husus gözetilmeden zararın 61.215 TL’sinin olay tarihi olan 11.02.2011 tarihinden itibaren, 601 TL’sinin ıslah tarihi olan 26.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.