Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/10888 E. 2012/15927 K. 25.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10888
KARAR NO : 2012/15927
KARAR TARİHİ : 25.06.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde itirazın iptali ile inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava; taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi gereğince davalıya ödenen paranın, satış vaadinin gerçekleşmemesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalıdan tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemidir. Davalı taraf; dairenin davacıya teslim edildiğini, davacının 6 yıldır dairede oturduğunu, taşınmazın tapuda arsa olarak kayıtlı olması ve kat mülkiyetine dönüştürülememesi nedeniyle dairenin tapusunun verilemediğini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Yargıtay duruşma davetiyelerinin tebliği için posta pulunun dosya içerisinden çıkmadığı tutanakla saptandığından; davalı vekilinin duruşmalı temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Somut olayda davacı taraf; 15.10.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi gereğince satışı vadedilen dairenin tapusunu vermediği gerekçesi ile davalıya ödenen 25.000,00 TL’nin; 39.882,88 TL faizi ile birlikte tahsili için 64.882,88 TL bedelli icra takibi başlatmış, davalının takibe itiraz etmesi üzerine 25.000,00 TL asıl alacak ile 17.600,00 TL faizin davalıdan tahsili için temyize konu işbu itirazın iptali davasını açmıştır.Borçlar Kanunu’nun 61. maddesine göre, haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına zenginleşen kimse, onu geri vermek zorundadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Taraflar arasında akdedilen adi yazılı satış vaadi sözleşmesi kanununun aradığı resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Hukuken geçersiz olan sözleşmeden doğan bu uyuşmazlık sebepsiz zenginleşme ilkelerine göre çözülecektir. Bu sebeple taraflar, geçersiz sözleşme gereğince karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Kural olarak, alıcı satışa konu taşınmazı iade edip satıcıyı temerrüde düşürmedikçe, satış bedeli için faiz isteyemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle gecikme faizi istenebilmesi için BK’nun 101.madde hükmü gereğince borçlunun (haksız zenginleşenin) ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Buna göre hüküm altına alınan asıl alacak için faize, borçlu davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının davalıya ödediği 25.000,00 TL’nin iade edilmesi için ihtar göndermek suretiyle davalıyı temerrüde düşürmediği, 01.06.2010 tarihli ihtarda yalnızca dairenin tapusu istendiği, ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğ edildiği 20.09.2010 tarihten önce davalının temerrüde düşürülmediğine göre; Borçlar Kanunu’nun 101.maddesi hükmü uyarınca, faize ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir.
Belirtilen bu açıklamalar gereğince mahkemece; takipten öncesi için talep edilen 17.600,00 TL faize ilişkin olarak itirazın iptaline karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece yapılacak iş, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren faize hükmetmek ve icra inkar tazminatına karar verilmesi için likit ve belirlenebilir olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle itirazın iptaline karar vermek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.