Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2012/10877 E. 2012/15938 K. 25.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10877
KARAR NO : 2012/15938
KARAR TARİHİ : 25.06.2012

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 40.000,00 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava; davacıların murisine davalı … tarafından satılan taşınmazın, dava dışı Maliye Hazinesi’nin açtığı Tapu İptal ve Tescil davası sonucunda Maliye Hazinesi adına tescil edilmesi nedeniyle, davalı belediyenin sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar; murislerinin zilyetliğinde bulunan taşınmazın bedelini davalı belediyeye ödemek suretiyle murislerinin taşınmazın mülkiyetini kazandığını, hazinenin açtığı tapu iptal davası sonucunda tapunun iptal edilerek, taşınmazın hazine adına tescil edildiğini, davalı belediyenin en azından aldığı bedeli iade etmesi gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 40.000,00 TL’nin en son taksitin ödenme tarihi olan 16.04.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı belediyeden tahsilini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 836.12 TL’nin 01.04.2010 tarihinden itibaren değişen oranlardaki yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı … vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Geçersiz sözleşme gereğince, akdin düzenlendiği tarih itibariyle verilen paranın aynen iadesine karar verilmesi, enflasyonist bir ekonomik yapının bulunduğu toplumlarda hakkaniyete uygun düşmemektedir.Denkleştirici adalet ilkesi; haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme ve eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
Hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet gözetilerek, sözleşme tarihinde ödenen paranın, dava tarihi itibariyle enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak sureti ile uyarlama sonucu ulaşacağı alım gücüne göre belirlenir.Somut olayda;19.09.1995 tarih 944 sayılı … Belediyesi encümen kararı ile 6831 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 144/336 hissesinin 72.000.000 TL bedelle davacıların murisi …’a satışına karar verildiği, …’ın arsa borcu olarak 30.04.1997 tarihinde 18.000.000 TL ve 15.03.2001 tarihinde 18.000.000 TL olmak üzere toplam 36.000.000 TL ödeme yaptığı, Maliye Hazinesi’nin 27.02.2008 tarihinde Tapu İptal ve Tescil davası açtığı, dava konusu taşınmazın 1946 yılında kesinleşen orman tahdidinde orman sınırları içindeyken 3302 sayılı yasayla hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, halen … maki sahası içinde kaldığı, imar ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı gerekçeleriyle tapunun iptaline ve taşınmazın hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.Taşınmazın mülkiyeti ellerinden alınan davacı tarafın denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet ilkesi doğrultusunda taşınmaz için ödedikleri parayı, dava tarihi itibariyle enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak sureti ile uyarlama sonucu ulaştığı alım gücüne göre davalı belediyeden isteme hakkı bulunmaktadır.
Dosyadaki belgelerden ve bilirkişi raporundan; davalıya arsa borcu bedeli olarak 36,00 TL ödendiği ve bu paranın denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle ulaştığı alım gücünün 602,92 TL olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu rakam üzerinden hüküm tesisi gerekirken; yazılı ve yanılgılı gerekçelerle murisin ödemeyi geç yapmasından dolayı ödemek zorunda kaldığı gecikme zammı bedellerinin de hesaba katılması suretiyle murisin yaptığı tüm ödemelerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde Mahkemece yapılacak iş; yalnızca arsa için ödenen satış parasının dava tarihi itibariyle ulaştığı uyarlanmış bedeli üzerinden davacılar yararına karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.