YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9408
KARAR NO : 2011/9112
KARAR TARİHİ : 30.05.2011
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 4.712,92 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalının ormanlık alanda açma yaptığının 12.07.2008 tarih ve 272 sayılı suç tutanağı ile tespit edildiğini, eylemin suç teşkil etmesi nedeniyle davalı hakkında sulh ceza mahkemesinde de kamu davası açıldığını ileri sürerek; 1.187,86 TL tazminat, 3.535,06 TL ağaçlandırma gideri olmak üzere toplam 4.712,97 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; vermiş olduğu zararın talep edilenden az olduğunu, hakkında tutulan tutanak nedeniyle sulh ceza mahkemesinde açılan davanın ise devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava dilekçesinde belirtilen kamu davasının dosyaya esas teşkil ettiği, ancak bu dosyada sanık olarak yargılanan kişinin davalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davada, haksız eylem nedeni ile ormana verilen zararın tazmini istenilmiştir. Davaya konu edilen haksız eylemin oluş şekli, davacı idare görevlileri tarafından tutulan suç tutanağı ile tesbit edilmiş olup, tutanakta imzası bulunan davalı da bu eylemi gerçekleştirdiğini kabul etmektedir. Bu durumda, haksız eylemin varlığı ortaya konulmuş olduğundan, eylem nedeniyle ceza mahkemesinde kamu davası açılıp açılmaması sonuca etkili değildir. Kaldı ki, kamu davasına ait dosya numarası da dava ve cevap dilekçelerinde hatalı bildirilmiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların delillerinin toplanması, davalı hakkında açıldığı bildirilen kamu davasının tespiti ile getirtilip incelenmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.