Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/9276 E. 2011/16094 K. 24.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9276
KARAR NO : 2011/16094
KARAR TARİHİ : 24.10.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davacılara ait taşınmazların kadimden beri Arsinbeg suyu ile sulandığı halde son üç yıldır davalıların sulamalarına izin vermediği ileri sürülerek suya vaki haksız müdahalenin önlenmesi istenilmiştir.
Mahkemece, davalıların uzun süreden beri dava konusu suyu kullanmadıkları, mevcut suyun tarafların ihtiyaçlarına yetmediği gibi davalıların suya müdahale ettiklerinin ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından dereden çıkan ve 12.02.1969 tarihli Köy İhtiyar Heyeti kararı gereğince tevzi saatleri belirlenen dava konusu genel suya vaki müdahalenin önlenmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Genel sulardan, kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşulu ile herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile tarafların ihtiyaçları belirlenmiş suyun debisinin 2.6 lt/sn olduğu halde tarafların sulama suyu ihtiyaçlarının 10.73 lt/sn olduğu belirlenmiştir. Yine, davalılardan … dava konusu suda davalıların önceden bir günlük hakları bulunduğu halde bunu üç güne çıkardıkları ve davacıların kullanımına engel oldukları bildirilmiştir. Dosya içerisindeki deliller değerlendirildiğinde davacıların suda kadim sulama hakları olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, suyun debisinin tarafların ihtiyaçlarına yetmediği de jeoloji ve ziraatçi bilirkişi raporu ile saptanmıştır.
Bu durumda tarafların dava konusu suya olan ihtiyaçları ile mevcut suyun debisi dikkate alınarak tarafların öteden beri sudan yararlanma biçimi (tevzi listesindeki kullanım biçimi) de araştırılarak oluşacak sonuca göre (gerekirse sulama rejimi oluşturularak) hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, itibar edilmeyen gerekçeler ile davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.