Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2011/9197 E. 2011/15442 K. 17.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9197
KARAR NO : 2011/15442
KARAR TARİHİ : 17.10.2011

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, kadimden beri sulama suyu olarak kullandığı ormandan çıkan suya davalı Köy Muhtarlığı tarafından başka yere götürülmek suretiyle müdahale edildiği ileri sürülerek suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir,
Davalı, dava konusu suyun genel su olduğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu suyun köy halkına ait hayvanların içme suyu ihtiyacı bulunduğu gerekçesi ile üstün hakkı bulunmayan davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Somut olayda, yapılan keşif sonucu suyun genel su olduğu anlaşılmaktadır. Davalının bu suyu başka yere götürdüğü de sabittir. Dava dosyasında dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taraflar arasında bu suyun kullanımına ilişkin uyuşmazlığın bulunduğu açık olmasına rağmen mahkemece, keşifte jeolog bilirkişi dahi bulundurulmamıştır.
Bu durumda mahkemece, mahallinde suların en az olduğu dönemde üç kişilik (fen, jeoloji, tarım) bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak tarafların suya olan ihtiyaç ve suyun yeterlilik durumları, suyun kadim yeri ve kullanım şekli usulünce saptanmalı, bunun için tarafların ihtiyaçlarına yetecek başka suları olup olmadığı da araştırmalı, sonucuna göre içme suyunun öncelikli olduğu da gözetilerek artan suyun bulunması halinde davacının kullanım hakkı olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeye dayalı yetersiz rapora dayanarak hüküm tesisi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.