YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8754
KARAR NO : 2011/9063
KARAR TARİHİ : 30.05.2011
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın bir kısım davalılar yönünden kabulüne, dahili davalı … ve Davalı Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine, yine; asli müdahil davacıların davasının reddi cihetine gidilmiş, hüküm Asil müdahil davacılar ve dahili davalı ASKİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, Karaboğa mevkiinden çıkan suyu sulama suyu olarak kullandıkları halde davalı Hazine ve Elmadağ Belediyesinin Kayadibi Köyü içme suyu ihtiyacı için müdahale ettikleri ve Kaymakamlık men kararı verildiği ileri sürülerek suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin hüküm, dairemizin 30.12.2008 tarih ve 18193-22598 sayılı ilamı gereği bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmişse de bozma ilamı gereği yerine getirilmemiştir.
Dava konusu suyun genel su olduğu ve davacıların kadim ve öncelik haklarının bulunduğu gibi davalıların da ihtiyaç fazlası bulunduğunun rapor ile saptanmasına göre; sağlıklı bir çözüm için, suların en az olduğu bir dönemde uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak öncelikle, anılan suyun debisinin ölçülmesi ve davacıların zorunlu sulama ihtiyacının ne suretle karşılanabileceğinin usulünce tesbiti ile hasıl olacak sonuca göre bir rejim kurularak tarafların ihtiyacı oranında yararlanmasının sağlanması yolunda bir düzenleme yapılması gerekir. Bu bağlamda dava konusu olmayan ve boşa aktığı belirtilen kaynakların da bu inceleme kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
O halde belirtilen şekilde işlem, inceleme ve değerlendirmeler yapılarak sonuçlarına uygun su rejimi oluşturularak bir karar verilmesi icab ederken, bu yönlerden eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı olduğu gibi infaz kabiliyeti olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.